AB’ye yeni üye olan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ve Balkan ülkeleri ile gerçekleştirmiş olduğu ticari ve ekonomik ilişkileri dikkate alındığında, bölge için kilit bir rol oynayan Avusturya, Doğu Avrupa’ya geçişte önemli bir üs ve dağıtım yeri olması nedeniyle Türk ihracatçılarına imkanlar sunuyor.

Yüksek potansiyele sahip olan Avusturya’ya ihracatımızın artırılabilmesi için Türkiye’nin ve Türk ürünlerinin doğru bir şekilde tanıtılması büyük önem taşıyor. Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi yakınlık, yaklaşık 300 binin üzerinde Türk kökenli vatandaşımızın oluşturduğu Türk toplumunun Avusturya’nın ticaret hayatında yer alması, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine büyük katkı sağlayacak unsurlar olarak değerlendiriliyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın en fakir ülkelerinden sayılan Avusturya, son 20 yılda dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer almayı başardı. Yaklaşık 84 bin kilometrekarelik yüzölçümüne ve 8 milyon 700 binlik nüfusa sahip olan ülke, bugün kişi başına düşen 39.380 Euro tutarında GSYİH ile hem AB içinde, hem de dünya genelinde en üst basamaklarda bulunuyor.
Bir zamanlar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun güç merkezi olan Avusturya, 1. Dünya Savaşı’nın sonunda aldığı yenilgiyle küçük bir cumhuriyete dönüştürüldü. 1938’de Nazi Almanyası tarafından ilhak edilmesi ve sonrasında 2. Dünya Savaşı’nda galip çıkan müttefik kuvvetlerince işgal edildiği 1945’ten itibaren 10 yıllık süre boyunca Avusturya’nın statüsü belirsiz kaldı. 1955’te imzalanan kurucu anlaşmayla müttefik işgali sona erdi ve Avusturya’nın bağımsızlığı tanındı. 1948 yılında yürürlüğe giren Marshall Planı ile birlikte bağımsız hale gelen ülkenin sanayi sektörü, ilk olarak iktisadi devlet teşekkülleri ile oluşturuldu. İşveren ve işçi temsilcilerinin sosyal ortak anlayış içinde hareket etmelerinin büyük başarı getirdiği Avusturya ekonomisi için, 1995 yılındaki AB üyeliği, Doğu Bloku’nun yıkılması ve AB’nin Doğu Avrupa ülkelerini de içine alan genişlemesi önemli kilometre taşlarını oluşturdu.

2016’da yaklaşık yüzde 1,7 büyüdü

Avusturya’nın ekonomisi bugün yüksek oranda çeşitlenmiş olmakla birlikte, hizmetler sektörü katma değerin ve istihdamın üçte ikisini yaratıyor. Ülkede, diğer gelişmiş ülkelerin aksine sanayi sektörü GSYiH’nın yaklaşık üçte birini oluşturuyor. Tarım sektörü ise tüm ekonomik faaliyetlerden elde edilen hasılanın yüzde 2’sine sahip bulunuyor.

Avusturya ekonomisi, dünyanın en istikrarlı ülkelerinden biri olmasına rağmen, son 15 yılda küresel krizlerin de etkisiyle iniş-çıkışlarla geçen bir seyir izledi. 2000’li yılların ortasından itibaren ekonomisini güçlendiren ülke, 2006-2007 döneminde büyümesini yüzde 3’ün üzerine çıkarmayı başardı. Ancak 2008 yılında patlak veren küresel ekonomik krizin etkisiyle Avusturya ekonomisi küçülmeye başladı. Krizin iyice hissedildiği ve etkilerinin devam ettiği 2009 yılında büyüme oranı yüzde 3,6 oldu. Büyüme oranındaki gerilemede, ekonomisinin bağımlı olduğu ihracatındaki gerilemenin büyük payı oldu. 2010 yılında ise toparlanma dönemine geçilerek yüzde 2,0 oranında büyüme kaydedildi. 2011’de yüzde 2,7 oranında büyüyen Avusturya ekonomisi, Euro bölgesindeki krizin talep daraltıcı etkisi sebebiyle 2012 yılında yüzde 0,9 oranında, 2013 yılında yüzde 0,3 oranında, 2014 yılında yüzde 0,4 oranında, 2015 yılında ise yüzde 0,9 oranında büyüdü. Avusturya İstatistik Ofisi verilerine göre, ülkenin cari fiyatlarla GSYİH’si 2015 yılında artış göstererek 337,1 milyar Euro’ya ve kişi başına düşen GSYİH 39.380 Euro’ya ulaştı. Avusturya ekonomisinde 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 büyüme gerçekleşirken, 2016 yılının ikinci çeyreğine göre ise büyüme yüzde 0,4 olarak gerçekleşti. Büyüme oranlarında özellikle tüketici harcamalarının etkili olduğunun belirtildiği ülkede, 2016 yılında ekonominin yüzde 1,7 büyüdüğü tahmin ediliyor.

İç pazarın küçük olması ihracatın önemini artırıyor

1995’te Avrupa Birliği’ne tam üye olan, 1999 yılında AB Ekonomik ve Parasal Birliği’ne katılan ülkede, ekonomik dengelerin sağlanması ve pozitif büyüme oranlarına ulaşılmasında ihracatın artırılması büyük önem taşıyor. Ticaretini büyük çapta AB üyesi ülkelerle özellikle de Almanya ile yapan Avusturya için bu ülkelerdeki ekonomik gelişmeler sürekli dikkatle izleniyor.

Küçük bir ulusal pazara sahip olduklarından Avusturyalı firmaların büyüme imkanı dış pazarlara bağlı bulunuyor. Son 10 yılda Doğu’daki eski komünist ülkelerin AB dış ticaretine katılmasının sonucu olarak, ülkede mal ve hizmet ihracatının GSYİH’deki payı giderek yükseliyor. Trade map verilerine göre, 2015 yılında Avusturya’nın yaklaşık 151 milyar dolar ihracat, 154 milyar dolar ithalat ile dış ticaret hacmi toplamı 305 milyar dolar oldu. Avusturya İstatistik Kurumu geçici dış ticaret verilerine göre, 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde ise Avusturya 121 milyar Euro ihracat, 124 milyar Euro ithalat gerçekleştirdi. Bu itibarla, bir önceki yılın aynı dönemine göre Avusturya’nın genel ihracatı yüzde 0,04 oranında gerilerken, genel ithalatı yüzde 1,0 oranında arttı.

Son yıllarda ülke ekonomisinin nispeten cansız performans göstermesi bir dizi faktörden kaynaklanıyor. Bankacılık sektörünün devam eden yeniden yapılanmasıyla ilgili maliyetleri, yatırımcı duyarlılığı ve kamu maliyesi üzerinde yük olmaya devam ediyor. Bankalarının çoğunlukla Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde faaliyet göstermesi nedeniyle, Avrupa’daki finansal krizin etkileri Avusturya’da güçlü bir biçimde hissedildi. Avusturya’nın mali pozisyonunun Euro Alanı’ndaki diğer ülkelere kıyasla daha iyi olmasına karşın, ülkedeki büyük bankaların Orta ve Doğu Avrupa’dan gelecek şoklara açık olması ve Euro Alanı borç krizinin yarattığı belirsizlik ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi. Euro Bölgesi’ndeki krizin olumsuz etkilerini gidermek ve kamu borçlarının sürekli olarak artış göstermesi sonucu Hükümet tasarruf tedbirleri uygulamak durumunda kaldı. Ek gelir kaynakları yaratmasına yönelik tedbirlerin alınması, dolaylı olarak bireylerin reel gelirlerini ve tüketim eğilimini olumsuz şekilde etkiledi ve tüketiciler de tasarruf eğilimine girerek harcamaları kısma yoluna gitti. Ayrıca Avusturyalıların diğer Euro Bölgesi ülkelerinin çoğuna göre daha fazla tasarruf yapması, tüketici güvenini hala baskı altında tutuyor.

Petrol fiyatlarındaki gerileme ve kriz dolayısıyla azalan talep sonucu ürünlerin toptan fiyatlarındaki yüzde 8’i aşan düşüşler 2009 yılında enflasyon oranının yüzde 0,5’e, hatta bazı aylarda eksilere düşmesine neden oldu. 2010 yılında petrol fiyatlarındaki artışın da etkisiyle birlikte enflasyon 2010’da yüzde 1,9 olarak gerçekleşti. Dünya konjonktüründeki gelişme sonucu artan petrol fiyatlarının etkisiyle enflasyon 2012 yılında yüzde 2,6, 2013 yılında yüzde 2,1, 2015 yılında ise yüzde 0,8 seviyesinde gerçekleşti.

Avusturya, AB genelinde en düşük işsizlik oranına sahip olmasının yanı sıra kadın ve genç nüfusta işsizliğinde de en düşük rakamlara sahip AB ülkesi olarak dikkat çekiyor. Kriz döneminde bile işsizlik oranında fazla artış kaydedilmemesinde, hükümetin işten çıkarmaların önüne geçilmesi amacıyla çalışma saatlerini yeniden düzenlemesinin etkili olduğu söylenebilir. 2015 yılında yüzde 5,7 olan işsizlik oranının ise 2016 yılında yüzde 5,9 olması bekleniyor.

 

Başlıca ticaret ortakları: Almanya, İtalya, Fransa, İsviçre, ABD, Çek Cumhuriyeti
Başlıca ihracat kalemleri: Makine ve aksamları, motorlu taşıtları ve parçaları, kağıt ve mukavva, metal ürünler, kimyasallar, demir-çelik, tekstil, gıda maddeleri
Başlıca ithalat kalemleri: Makine ve aksamları, motorlu taşıtlar, kimyasallar, metal ürünler, petrol ve petrol ürünleri, gıda maddeleri

Tedbirler alındı

Avusturya, ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan kamu borçlarındaki artışı, aldığı tedbirlerle son yıllarda kontrol altına almaya çalışıyor. Ülkede, liberalleşme ve özelleştirme yardımıyla büyüme hızının yükselmesini sağlamak ve reformlar sayesinde gelecek için sosyal sistemi güvence altına almak için çok çeşitli tedbirler alındı. Hükümetin bu sorunu çözmek için almış olduğu tedbirlere ilaveten yeni tedbirler alması ve gelir kaynakları yaratması bekleniyor. Ekonomik dengelerin sağlanması ve pozitif büyüme oranlarına ulaşılmasında ihracatın artırılması büyük önem taşıyor.

Avusturya, ekonomisini düzlüğe çıkarmak için önlemler paketini devreye soktu. Bu program çerçevesinde 173 milyar Euro’ya ulaşan merkezi hükümetin borç yükünün azaltılması ve bütçe açığının sıfıra indirilmesi hedeflendi. Yapısal açığın azaltılmasına ilişkin önlemler paketinin yüzde 70’lik bir bölümü harcamalardan yapılan kısıntılarla, yüzde 30’luk bölümü ise ilave vergilerle sağlandı. Paketin içindeki uygulamalar arasında; yıllık gelirleri 150 bin Euro’nun üzerinde olanlardan “Dayanışma Vergisi” adı altında ilave vergi alınması, emlak alım satımlarında ilave vergi alınması, eyaletlerin harcamalarını 5 milyar Euro azaltması, erken emekliliğin zorlaştırılması gibi birçok tedbir yer aldı.

Öte yandan Mart 2012’de Avusturya Parlamentosu, 2016 yılına kadar kamu finansmanını dengelenmesi yönünde 26,5 milyar Euro değerinde tasarruf edilmesini amaçlayan kemer sıkma programını kabul etti. Bu kapsamda, 2013 yılında kamu sektöründe maaş zamlarının dondurulması, 2014’te ise kamu çalışanlarının maaşlarında düşük artışlar yapılması, emeklilik sisteminde değişikliğe gidilmesi, 2014 yılı itibarıyla kamu sektöründe öğretmenler ve polis başta olmak üzere bazı meslek grupları dışında işe alımların durdurulması, sağlık hizmetlerinin reforme edilmesi gibi birçok önlem planlandı.

[su_custom_gallery source=”media: 4080,4081,4082″ limit=”17″ link=”image” target=”blank” width=”230″ height=”120″ title=”never”]Ligna[/su_custom_gallery]

Doğrudan yabancı yatırımcıya kapısı açık

Avusturya otoritelerinin doğrudan yabancı yatırımlarla (DYY) ilgili yaklaşımı son derece olumlu. Yabancıların şirketler ve mülkler üzerindeki sahipliğiyle ilgili çok az sayıda spesifik sınırlama var ve ilgili düzenlemeler yabancı ve yerli şirketler arasında önemli bir ayrım yapmıyor. Avusturya, AB-15 ülkeleri arasındaki en düşük oran olan yüzde 25’lik standart kurumlar vergisi oranıyla, firmalar için oldukça elverişli bir vergi ortamı sunuyor. Yüksek-teknoloji sektörlerinde yeni istihdam yaratan veya araştırma faaliyetlerinin yoğun olduğu alanlara yönelik yatırımların ülkeye çekilmesine ağırlık veriliyor. DYY’nin gittikçe artan bir payı imalat sektöründen, üniversitelerle firmaların AR-GE birimleri arasındaki güçlü bağların da desteğiyle, bilişim teknolojileri (IT) ve eczacılık ürünleri gibi sektörlere, diğer yandan ticari ve finansal hizmetlere kayıyor ve Avusturya’ya gelen DYY’nin sektörel yapısı değişiyor. UNCTAD verilerine göre 2015 yılında Avusturya’ya gelen doğrudan yabancı yatırım miktarı 3.837 milyon dolar, doğrudan yabancı yatırım stoğu ise 164.784 milyon dolar oldu. Avusturya’ya yatırım yapan başlıca ülkeler arasında Hollanda (%32,2), Rusya (%14,3), Lüksemburg (%12,5), Güney Kıbrıs (%8,5), Fransa (%6,5), Japonya (%5,7), Hong Kong (%4,2) ve İtalya (%3,8) yer aldı. Ülkeye yapılan yatırımların sektörel dağılımı ise ticaret (%38,7), kimyasallar, petrol ürünleri ve ilaç (%12,1), bilgi ve iletişim hizmetleri (%9,4), ulaşım araçlarının üretimi (%6,8), mesleki, bilimsel ve teknik hizmet faaliyetleri (%6,5), gayrimenkul faaliyetleri (%5,6) başı çekti.

İki ülke arasındaki potansiyel mevcut rakamların çok üzerinde

Avusturya, AB’ye yeni üye olan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ve Balkan ülkeleri ile gerçekleştirmiş olduğu ticari ve ekonomik ilişkileri dikkate alındığında, bölge için kilit bir rol oynamakta. Doğu Avrupa’ya geçişte önemli bir üs ve dağıtım yeri olması nedeniyle Türk ihracatçıları açısından önemli imkanlar sunan Avusturya, Balkanlardaki komşu ve yakın ülkeleri hedef ülkeler olarak seçmiş olması nedeniyle aynı zamanda Türkiye’ye rakip bir ülke konumunda bulunuyor. Türkiye ve Avusturya, ekonomik ve ticari alanlarda uzun bir geçmişe dayanan ilişkilere sahip.
Ancak mevcut ticari rakamlara bakıldığında, potansiyelin dış ticaret hacmini daha da artırmaya mümkün kılacak düzeyde olduğunu ifade etmek mümkün. Türkiye ile Avusturya arasındaki ticari ilişkilerde, bazı firmaların uzun yıllara dayanan gelenekselleşmiş beraberlikleri mevcut. Öte yandan ilişkilerin tahminen yarıdan fazlasında ise, konjonktürel gelişmelerin getirdiği belli bir dönemi kapsayan ve hatta bazen tek bir partiye inhisar eden ticari ilişki türü yaygın. Bu kısa soluklu ticari beraberliklerin sürekli olabilmesini temin edecek Türk ürünlerini tanıtıcı faaliyetler ve fuarların düzenlenmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca iki ülke iş adamlarını bir araya getirmek ve yakınlaştırmak amacıyla ticaret odaları arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi ve ortak yatırımlarda bulunulması ticaret hacmindeki gelişmeye ek bir ivme kazandıracaktır.

 

Başlıca İhraç Ürünlerimiz: Otomobil, steyşın vagonlar, yarış arabaları, magnezit, erimiş yanmış manyezi, meyve ve yenilen diğer bitki parçaları konserveleri
Başlıca İthal Ürünlerimiz: Suni devamsız lifler, su türbinleri, çarklar vb. için regülatörler, insan ve hayvan kanı, serum, aşı, toksin vb. ürünler

Türk ürünlerinin doğru tanıtılması gerekiyor

Avusturya’ya ihracatımızın artırılabilmesi için alınması gereken yeni tedbirlerin başında, Türkiye’nin ve Türk ürünlerinin doğru bir şekilde tanıtılması büyük önem taşıyor. İki ülke ilişkilerinin geçmişinin oldukça gerilere gitmesine rağmen, Türk sanayisi ve Türkiye’nin dünya piyasalarında rekabet edebilir potansiyel ihraç ürünleri hakkında Avusturyalı tüketicilerin ve dış ticaret ile uğraşan firmaların yeterli bilgiye sahip olmalarının sağlanması gerekiyor. Piyasada olan ürünlerle benzer kalitede ve fiyat açısından daha avantajlı Türk ürünlerinin Avusturya’ya sunumunun sağlanmasının ihracatımızı olumlu olarak etkileyeceğine değinen yetkililer, bunu teminen Avusturya’da faaliyet gösteren mağaza zincirleriyle işbirliği yapmanın büyük önem taşıdığını vurguluyorlar. Öte yandan iki ülkenin girişimcileri yatırımlarına devam ediyorlar. TCMB verilerine göre; 2014 yılında ülkemize Avusturya’dan 50 milyon dolarlık yabancı sermaye girişi ve Türkiye’den Avusturya’ya 12 milyon dolar yatırım yapıldı. 31 Aralık 2014 itibariyle ülkemizde 788 adet Avusturya kökenli firma faaliyet göstermektedir. Avusturya firmalarının yatırımları ağırlıklı olarak İstanbul’da gerçekleşmiş olup, İstanbul’u Ankara ve diğer iller takip ediyor. Avusturya Ticaret Müşavirliğimiz verilerine göre Avusturya’daki Türk yatırımlarının toplamı 274 milyon dolara tekabül etmekte.

Gerek TCMB’nin yurtdışı doğrudan yatırım istatistiklerinde, gerek Avusturya’nın resmi istatistiklerinde Avusturya’daki ülkemiz menşeli yatırımların 226 milyon dolar olduğu, bu rakamın da, Müşavirliğimiz kayıtlarındaki verilere yakın olduğu görülüyor. 2015 yılında ise ülkemize Avusturya’dan 45 milyon dolarlık yabancı sermaye girişi ve Türkiye’den Avusturya’ya 44 milyon dolar yatırım yapıldı. 31 Aralık 2015 itibariyle ülkemizde 832 adet Avusturya kökenli firma faaliyet gösteriyor.

Türkiye, Avusturya karşısında 216 milyon Euro dış ticaret fazlası verdi

Avusturya pazarında tekstil ve hazır-giyim, meyve-sebze gibi geleneksel ürünlerimizin yanı sıra makine, cihaz ve aletler, mobilya, otomotiv yedek parça ve aksamları, ev tekstili, demir-çelik ürünleri, mermer, mücevher ve inşaat malzemeleri ihraç ettiğimiz ürünlerin başında geliyor. Viyana Ticaret Odası’nca yapılan bir anket çalışmasında, Avusturyalı firmaların Türkiye’yi tercih etmelerinin nedeni olarak; mesafe, gümrük birliği ve ürünlerimizin kalite ve fiyatlarının belirleyici olduğu ortaya çıktı. Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi yakınlık, ekonomik-ticari ilişkilerin geliştirilmesi için gerekli hukuki altyapının hazır olması ve bir kısmı Avusturya vatandaşlığına geçmiş yaklaşık 300 binin üzerinde Türk kökenli vatandaşımızın oluşturduğu Türk toplumunun Avusturya’nın ticaret hayatında daha fazla yer alması, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine büyük katkı sağlayacak unsurlar olarak değerlendiriliyor.

İki ülke arasındaki ticaret miktarlarına baktığımızda düşüş dikkat çekiyor. 2015 yılında Avusturya ile ticaret hacmimiz bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 azalarak 2 milyar 593 milyon dolar, ihracatımız yüzde 9,6 azalarak 1 milyar 25 milyon dolar, ithalatımız yüzde 13,5 azalarak 1 milyar 568 milyon dolara geriledi.

Avusturya İstatistik Kurumu geçici dış ticaret verilerine göre, 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde ise Avusturya’nın Türkiye’den ithalatı 1 milyar 430 milyon Euro, Türkiye’ye ihracatı ise 1 milyar 214 milyon Euro oldu. Bir önceki yılın aynı dönemine göre toplamda Avusturya’nın Türkiye’den ithalatında yüzde 6,5 artış kaydedilirken, Avusturya’nın Türkiye’ye ihracatında ise yüzde 5,0 düşüş gerçekleşti. Aynı dönemde, Avusturya’nın Türkiye’den ithalatı toplam ithalatının yüzde 1,2’ini, Türkiye’ye yaptığı ihracat ise toplam ihracatının yüzde 1,0’ini oluşturdu. Söz konusu 11 aylık dönemde Türkiye Avusturya karşısında yaklaşık 216 milyon Euro dış ticaret fazlası verdi.

Sektörün Avusturya’ya yaptığı ihracat 2016 yılında artış gösterdi

Avusturya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkiler, ağaç işleme makineleri sektöründeki ticarete de yansıyor. Ağaç oranının yüksek olması, mobilya endüstrisinin büyüklüğü ve Türk nüfus ile girişimci sayısının fazla olması, Türk ağaç işleme makine üreticileri açısından pazara girişi kolaylaşıyor.

Avusturya’nın en değerli doğal kaynağı olan ekolojik çevresini, kirlilik düzeylerini sistematik olarak düşürmek yoluyla korumak adına gösterdiği yoğun çabalar, ülkenin çevre açısından en bilinçli Avrupa ülkeleri arasında sayılmasını sağlıyor. Yaklaşık yüzde 50’si ormanla kaplı olan ülke, Orta Avrupa’nın en fazla ormana sahip ülkesi konumunda bulunuyor. Bu da Avusturya’yı, ağaç işleme ve orman endüstrisi sektöründe etkin bir noktaya ulaştırıyor.

Mobilya Avusturya’nın ithalatındaki önemli kalemlerden birini oluşturuyor. Pazara uygun ürünlerin sunulması ve kaliteli hizmet sağlanması halinde mobilya ürünlerine yönelik ihracatın daha da artırılması mümkün gözüküyor.

Avusturya mobilya endüstrisinde, hemen hepsi özel sektör dahilinde olan 53 firma faaliyet gösteriyor ve toplam 6 bin 700 çalışan sektörde istihdam ediliyor. 2011 yılında 2,29 milyar Euro olan sektördeki üretim değeri 2015’te 1,84 milyar Euro olarak gerçekleşti. Mobilya sektörünün ihracat değerine baktığımızda da bir düşüş dikkat çekiyor. Özellikle Almanya’ya yoğun olarak ihracat yapan Avusturya mobilya sektörünün, 2011 yılında yaklaşık 1,31 milyar Euro olan ihracatı 2015’te 829,5 milyon Euro’ya geriledi.

Geçen yıl sektör 255 bin dolar ihracat yaptı

Türkiye ağaç işleme makineleri sektörünün Avusturya’ya yaptığı ihracata yıllar itibariyle baktığımızda 2016 yılında bir artış olduğu dikkat çekiyor. 2014 yılında 172 bin dolar Avusturya’ya ihracat yapan sektör, 2015 yılında 129 bin dolar olan ihracatı 2106 yılında 255 bin dolara çıkardı. Sektörün geçen yıl Avusturya’ya yönelik yaptığı ihracatta en yüksek ürünü 122 bin dolar ile bantlama makineleri oluşturdu. 2015 yılında en yüksek ihracat ise taşlama, zımparalama ve parlatma makineleri alanında yapıldı. Bu ülkeyle yapılacak sektörel indikatif potansiyel ticaret ise 2015 yılı için 63 milyon 537 bin dolar olduğu belirtiliyor.