Pakistan, ekonomisini ve uluslararası arenadaki cazibesini artıracak önemli bir yatırım atağını gerçekleştirmenin eşiğinde duruyor. Pakistan’ın enerji ve lojistik altyapısı, Çin-Pakistan Ekonomi Koridoru projesi kapsamında 51 milyar dolarlık yatırımla yenilenecek ve bu yatırımlar Pakistan’ın tarım ve sanayi sektörünün önünü açacak. Beklenen bu süreçte yer alınmazsa ilerleyen yıllarda Pakistan pazarına girmenin çok daha zor olacağını belirten yetkililer, yatırımcılara “vakit kaybetmeden bu fırsatı yakalayın” uyarısı yapıyor.

Bağımsızlığına 1947 yılında kavuşarak İngiliz Hindistan’ından (British India) ayrı bir devlet haline gelen ve bu yıl 70’inci kuruluş yıl dönümünü kutlayan Pakistan, bugün 180 milyondan fazla nüfusu ile dünyanın en kalabalık ülkeleri arasında dokuzuncu sırada yer alıyor. 1972 yılına kadar Batı Pakistan ve Doğu Pakistan (bugünkü Bangladeş) olmak üzere aralarında 1700 km mesafe olan iki bölümden oluşan bir ülke olan Pakistan, Bangladeş’in bu tarihte bağımsızlığını ilan etmesiyle bugünkü sınırlarına kavuştu.

Son dönemde gerçekleştirdiği reformlarla Güneydoğu Asya ekonomilerinin yükselen değeri haline gelen Pakistan, bölgenin en liberal ekonomilerinden biri. Gelişmekte olan ülke özelliğindeki Pakistan, satın alma gücü paritesi bakımından dünyanın 25. büyük ve nominal olarak 38. büyük ekonomisine sahip. Ekonomisi yarı endüstrileşmiş olan ülkenin büyük sanayi merkezleri, İndus Nehri boyunca yer alıyor. Başbakan Navaz Şerif hükümetinin iktidara geldiği 2013’ten bu yana önemli ekonomik reformlara sahne olan ülkede, düşük büyüme, bütçe açığı, enflasyon, ödemeler dengesindeki bozukluk gibi soruların çözümü için son yıllarda önemli adımlar atıldı.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının kredi notunu artırdığı ülkede, enflasyonda ciddi bir azalma, borçlanma oranlarında düşüş ve ciddi bir büyüme görüldü. Ama hepsinden önemlisi 2012 yılında dış basında çıkan haberlere baktığımızda Pakistan’ın güvenlik sorunu ön plandayken şu an çıkan haberlerde ise önümüzdeki 5-10 yılda Pakistan’ın nasıl büyüyeceği konuşulur olmaya başladı. Bu da yabancı yatırımcıların Pakistan’a olan ilgisini artıran önemli bir gelişme olarak dikkat çekiyor.

CPEC ile 51 milyar dolarlık dev projeler

Ülke ekonomisine büyük oranda yön verecek Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC), Pakistan’ın geleceği için stratejik öneme sahip bir dönüm noktası. Çin ve Pakistan arasında hayata geçirilmek iste nen Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) ile iki ülke arasında inşa edilecek dev projelerle ekonomik büyümeye katkı yapılması hedefleniyor. Toplam yatırımın 51 milyar dolar olması beklenen projede otoyollar, boru hatları, tren yolları, hidroelektrik santralleri, kömür santralleri, solar enerji santralleri kurulması ve iki ülke arasındaki lojistik ve enerji konusunda imkanların artırılması amaçlanıyor. Projenin katkılarının Pakistan’ın GSYH’sine yüzde 17’lik bir katkı yapması bekleniyor. Öte yandan Hükümet yeni Gwadar limanında bir endüstri bölgesi kurmayı planlıyor. Bu bölge yeni bir havalimanı ve karayolu bağlantıları ile Orta Asya ve Çin’e yönelik olacak.

CPEC projesi, Pakistan’ı bölgede farklı bir pozisyona taşıyacak ve ülkenin Güney Asya pazarındaki etkinliğini artıracak. Bu bağlamda Pakistan’da kurulacak üretim tesisleri, dünya nüfusunun büyük bölümünü üzerinde barındıran söz konusu coğrafyada, pazar açılımı açısından bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Diğer taraftan düşük işçi maliyetlerinin de yatırımcı firmaların, üretim maliyetlerini azaltarak rekabet gücünü artırması bekleniyor.

CPEC projesi, Çin açısından da büyük önem taşıyor. Çin tarafından Pakistan’da önemli altyapı ve enerji yatırımları sürdürülmekte olup Çin’in doğusu ile Pakistan’ın Gwadar Limanı birbirine bağlanıyor. Söz konusu proje nedeniyle Çin’in Pakistan’da etkinliğinin günden güne artması, yabancı yatırımcıların bu süreçte bir an önce pazarda yer almaya çalışmasını önemli kılıyor.

[su_custom_gallery source=”media: 72325,72326,72327″ limit=”17″ link=”image” target=”blank” width=”230″ height=”120″ title=”never”]Ligna[/su_custom_gallery]

Her alanda yatırıma ihtiyaç var

Pakistan’ın son yıllarda yakaladığı siyasi istikrar ve terörü bitirmeye yönelik yoğun mücadeleler neticesinde çehresi değişmeye başladı. Ülkede art arda yapılan reform çalışmaları, yavaş yavaş etkilerini gösteriyor. Genel olarak her alanda yatırıma ihtiyaç duyulan Pakistan’da uzun süredir devam eden enerji dar boğazı nedeniyle özellikle enerji yatırımlarına önem veriliyor ve yoğun bir şekilde altyapı yatırımları yapılıyor. Ayrıca 2016’da belirlenen ‘otomotiv politikası’ çerçevesinde komple yeni otomotiv yatırımları teşvik ediliyor. Ülkede sivil havacılık, eğitim, sağlık, otelcilik, ulaşım, alışveriş merkezi, beyaz eşya, gıda, içecek, lojistik yatırımlarına da ihtiyaç duyuluyor.

Enerji sektörü özellikle Pakistan’ın kronik enerji darboğazı yüzünden yabancı yatırımcılar için gelecek vaad eden bir alan. Pakistan’ı İran ve Hindistan’a bağlayacak boru hattı projesi Hindistan’ın Pakistan güvenlik durumu hakkındaki endişelerinden dolayı askıya alınmıştı. Ancak hattın İran – Pakistan arasındaki kısmı için görüşmeler devam ediyor.

Büyüme oranları her yıl artıyor

Pakistan, 270 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe sahip. Pakistan ekonomisinin büyüme performansına dönemler itibariyle bakıldığında, 1980’ler boyunca yıllık ortalama yüzde 6 olan oranın 90’ların ilk yarısında yüzde 5, ikinci yarısında ise yüzde 4 olarak gerçekleştiği görüldü. 2002 yılından bu yana ise, kriz dönemi olan 2008-2010 hariç, yüksek büyüme oranları yakalayan Pakistan, 2012’de ise yüzde 3,5; 2013’te yüzde 4,3; 2014’te yüzde 4,7; 2015’te yüzde 5,5 büyüdü. Kişi başına düşen GSYH ise 2013’te ise 1.275 dolar, 2014’te 1.315 dolar, 2015’te 1.428 dolar olarak gerçekleşti.

Orta sınıf nüfusu günden güne artan Pakistan’da önemli bir tüketim toplumu göze çarpıyor. Yerel sanayi kollarının çok gelişmediği ülkede, ithal ürünlerin hakimiyeti yüksek. Bu açıdan rekabetçi fiyatlarla girildiğinde pazarda başarılı olabilmek mümkün.

Pakistan’ın endüstriyel büyümesinde tekstil sektörü ağırlıklı rolü üstleniyor. Pek çok tüketim malı açısından kendi kendine yeterli olan Pakistan’da pamuk ve yün dokumacılığı, hazır giyim sanayi, deri ve deri mamulleri, çimento, sağlık ürünleri ve şeker, meşrubat gibi işlem görmüş gıda maddeleri Pakistan’ın temel endüstri malları arasında yer alıyor. Ayrıca kimyasal madde üretimi de ülkede önemli bir gelişme gösteriyor.

Dış ticaret hacmi 66 milyar dolar

2001 yılından beri dünya ticaretindeki genişlemelere paralel olarak Pakistan’ın hem ihracatı hem de ithalatı sürekli artış gösterdi. Bunun sonucunda 2001 yılında 9,1 milyar dolar olan ihracatı 2015 yılında 22,1 milyar dolara; 9,7 milyar dolar olan ithalatı da yaklaşık 44,0 milyar dolara yükseldi. Dış ticaret dengesi sürekli olarak açık veren ülkelerden biri olan Pakistan’da 2015 yılında dış ticaret açığı 21,9 milyar dolara ulaştı. İhracatın çeşitlenmesinde yaşanan sorunlar ve dışarı bağımlı enerji sektörü nedeniyle dış ticaret açığı veren Pakistan’ın ekonomisinde önemli yer tutan tekstil ve tekstil ürünleri, ihracatın önde gelen kalemlerini oluşturuyor. En fazla ihraç edilen ürünler arasında yatak çarşafı, masa örtüleri, tuvalet, mutfak bezleri, pirinç, pamuk (dikiş hariç), takım elbise ve ceket yer alıyor. İthalatında önde gelen ürünler ise ham ve rafine petrol, makine, plastik ve ulaşım ekipmanları olarak sıralanabilir. İhracat yapılan başlıca ülkeler ABD, Çin, Afganistan, İngiltere, Almanya, BAE ve İspanya olurken, en çok ithalat yapılan ülkeler ise Çin, BAE, Suudi Arabistan, Endonezya, ABD, Japonya, Kuveyt ve Hindistan’dan oluşuyor.

Yabancı yatırımcılara liberal politika izleniyor

Başbakan Navaz Şerif’in 2013 yılında IMF ile yaptığı anlaşma sonrasında uygulamaya konulan ekonomik program ile Pakistan ekonomisinde hızlı bir iyileşme gözlemleniyor. Bu reformlar ile ülkede enflasyon yüzde 2013’te 8,6’dan 2015’te 4,5’e gerilerken bütçe açığının milli gelire oranı 2013’te yüzde 8,2’den 2015’te yüzde 3,8’e geriledi. Ülkedeki döviz rezervi ise 2013-2015 arasında 6 milyar dolardan 23 milyar dolara yükseldi.

Pakistan’da yüzde 100 yabancı sermayeli bir şirket kurulabiliyor. Ayrıca elde edilen kâr veya sermayenin tamamının ülke dışına transferine bir engel bulunmuyor. Pakistan’da çalışan yabancılar da tüm tasarruflarının tamamını yurt dışına transfer edebiliyor. Pakistan hükümeti ayrıca özelleştirme konusunda da önemli adımlar atıyor. Pek çok sanayi ve hizmet sektöründen kamu firmaları özelleştirme kapsamına alınmış durumda. Tüm bu reformlar ise Pakistan hükümeti tarafından anayasal olarak güvence altına alındı.
Bu iyileşmenin sağlanmasında bir diğer etken de yabancı yatırımcılara sağlanan kolaylıklar. Pakistan, özellikle yabancı yatırımcılara yönelik uyguladığı liberal politikalar sayesinde pek çok yatırımcının dikkatini çeken bir ülke haline geldi. 2015/16 döneminde ülkeye 1,2 milyar dolar civarındaki yabancı yatırım geldi. Ülkedeki en önemli yabancı yatırımcı ülke ABD. Ortadoğu ülkelerinin de özelleştirme projeleri devam ettiği sürece ülkedeki önemli yatırımcılardan olmaya devam etmesi bekleniyor. Çok sayıda nakit zengini körfez kökenli firma ülkede büyük yatırım projeleri ile ilgileniyor.

STA, 12 milyar dolarlık ihracata kapı aralayacak

Türkiye ile Pakistan ilişkileri geçmişe dayanan uzun bir dostluk hikayesine uzanıyor. Kurtuluş Savaşı sırasında Hindistanlı Müslümanların yaptığı yardımlar Türk halkı tarafından hala hatırlanırken, bağımsızlığını kazanan Pakistan’ı ilk tanıyan ülkelerden biri Türkiye olmuştu. Bu sıcak ilişkilere karşın iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler istenen seviyenin uzağında bulunuyor. Müzakereleri süren Türkiye-Pakistan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ile iki ülkenin ekonomik olarak yakınlaşmasının önünün açılması hedefleniyor. Ülkemizin Pakistan’la imzalayacağı STA’nın, Pakistan’ın en kapsamlı STA olması öngörülüyor.

Özellikle 2015-2016 döneminde dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik büyüme performansı gösteren Pakistan, Türkiye sanayisi ve ekonomisi adına önemle değerlendirilmesi gereken bir ülke. Türkiye’nin Pakistan’a ekonomik açıdan sunacakları kadar, hiç kuşkusuz Pakistan’ın da Türkiye’ye sunacağı ekonomik fırsatlar var. Pakistan ve Türkiye’nin ekonomik ilişkilerine baktığımızda; iki ülke arasındaki 500 milyon dolar olarak gerçekleşen ticaret, aslında gerçek potansiyelin oldukça altında. Pakistan Business Council (PBC) tarafından yapılan bir çalışmaya göre iki ülke arasında kısa zaman içinde imzalanması beklenen serbest ticaret anlaşmasıyla Türkiye’den Pakistan’a 12 milyar dolar civarında ihracat yapabilme fırsatı doğacak.

STA kapsamında Türk ve Pakistanlı firmaların, iki ülke pazarına girişte önemli vergi avantajları elde etmeleri ve diğer ülkelere kıyasla pazara giriş avantajları kazanmaları amaçlanıyor. STA kapsamında hem iki ülke arasındaki ticarete konu olan ve ticareti artırılabilecek, hem de daha önce ticareti yapılmayan, ancak önemli potansiyele sahip ürünlere odaklanılıyor. STA müzakerelerinin bu yıl içinde tamamlanması hedefleniyor.

Türk firmalarının yatırımları sürüyor

Türk yatırımcıları, Pakistan’da son yıllarda önemli yatırımlara imza attılar. Anadolu Grubu, Zorlu Enerji ve Arçelik’in yatırımları bunların başında geliyor. Arçelik 2016’da Pakistan’ın büyük beyaz eşya üreticisi Dawlance şirketini devraldı ve Pakistan’da üretime başladı. Anadolu Grubu iştiraki olan Coca Cola Pakistan, 6 fabrikasıyla Pakistan’da faaliyetlerini sürdürmekte olup, 2 yeni fabrikanın daha kurulması planlanıyor. Yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren Zorlu Enerji son dönemde yeni rüzgar ve güneş enerjisi projeleri üstlendi. 10 senedir Pakistan’da enerji yatırımcısı olan Zorlu Holding, Pakistan’da 200 MW gücünde bir güneş enerjisi santrali kurmak için mutabakat anlaşması imzaladı. Diğer taraftan hizmet sektöründe faaliyet gösteren özellikle Albayrak ve Öz-Pak (Özkartallar-Campak) şirketlerinin çalış- maları da bulunuyor. Müteahhitlik sektöründe firmalarımız önemli baraj ve altyapı projeleri üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Mobilya sektörünün de ilgi gösterdiği Pakistan’a, yakın gelecekte Kelebek Mobilya da mağaza açıyor. Eylül ayında Lahor’da mağaza açacak olan marka, İslamabad ve Karaçi şehirlerinde de yeni yatırımlara hazırlanıyor.

Türkler için fırsat var

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Pakistan İş Konseyi Başkanı Atilla Yerlikaya, Pakistan’ın 51 milyar dolarlık yatırımla enerji ve lojistik altyapısını yenileyeceğini belirterek, bunun Türk firmalarınca değerlendirilebileceğini söyledi. Türkiye ve Pakistan arasındaki ticaretin artırılması gerektiğini dile getiren Yerlikaya, iki ülke arasında kısmen planlama eksikliğinden kaynaklı taşıma sorunları ve yüksek gümrükler gibi fiziksel nedenlere bağlı olarak büyüyememiş bir dış ticaret resmi olduğuna dikkati çekti. Yerlikaya, “Türkiye’nin rekabetçi olduğu pek çok sektör için Pakistan önce ihracat, ardından yatırım için müthiş bir ufuk olabilir. Türkiye’nin müteahhitlik başarısı tescillidir. Cam sanayi, makine sanayi, gıda sanayi azımsanmayacak ölçeklere sahip. 200 milyonluk genç bir tüketim pazarına ihracatla ancak bir süre yetişebilirsiniz. Sonuçta yatırım mutlaka gerekecektir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Pakistan Ticaret Müşaviri Ferhat Kavaklı ise, şunları söyledi: “Ülkede Türk ürünlerinin Avrupa standartlarında kaliteye sahip olduğu, bununla birlikte daha ucuz olması nedeniyle tercih edilebilir pozisyonda olduğu yaklaşımı mevcut. Son dönemlerde yoğunlaşan ikili ilişkilerin ve müzakereleri süren Serbest Ticaret Anlaşmasının da etkisiyle, pazarda Türk ürünlerine karşı bir yönelim mevcut. Dolayısıyla yakalanılan rüzgarın değerlendirilmesi firmalarımız açısından kaçırılmaması gereken bir fırsattır.”

Şanghay’a üyeliği gündemde

Yakın geçmişte yaşanan gelişme sonucu Pakistan ve Hindistan, Çin ile Rusya’nın hakimiyetindeki Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye oluyor. Merkezi Pekin’de bulunan örgüt 2001 yılında Çin, Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan’ın katılımlarıyla kurulmuştu. Hindistan ve Pakistan’ın da üye olmalarıyla Şanghay Grubu dünya nüfusunun yüzde 40’ını temsil eden bir örgüt haline gelecek. Pakistan bu üyelikle, Çin ile kararlaştırdığı milyarlarca dolarlık ‘ekonomik koridor’ projesinin gelişmesine önemli katkıda bulunmasını umuyor. Yetkililer, Hindistan ve Pakistan’ın üyeliğe alınmalarının bu ülkelerin Orta Asya’ya siyasi açılımını ve iki ülkenin ticari bağlantılar kanalıyla Orta Asya ülkeleri üzerindeki nüfuzunu arttırabileceği görüşünde. Ayrıca Şanghay Grubu’nun küçük üyeleri, Rusya ve Çin gibi büyükler karşısında kendilerini rahatlatacağı düşüncesiyle Hindistan ve Pakistan’ın üyeliğe alınmasını olumlu karşılıyor.

 

Ticareti Etkileyen Kültürel Faktörler

Pakistan’da Ramazan ayı süresince randevuların alınmamasına özen gösterilmelidir. Pakistan iş kültüründe açık kapı politikası geçerlidir. Toplantılarda dahi kapılar herkese açık tutulmakta ve beklenmedik müdahaleler olabilmektedir. Pakistan’daki özel sektör firmaları uluslararası şirketlerin çalışma stiline alışkın olduklarından dolayı zamanlamaya çok fazla önem verirler. İş görüşmelerinde ilk tanışmadan sonra kartvizit değişimi yapılmaktadır. Üniversite derecesi veya profesyonel unvanlar gibi sosyal statü gösteren bilgilerin kartvizitte olması faydalıdır. Şirketlerde hiyerarşik bir yapı vardır. Kararlara çok yavaş adımlarla ulaşılır. Karşı tarafı hızlı karar alması için aceleye getirmek kaba bir davranış olarak kabul edilmektedir. Urduca Pakistan’ın ulusal ve uluslararası ticari dilidir. Resmi diller İngilizce ve Urduca’dır. İş adamları yazışmalarında iki dili de kullanabilirler. Urdu dili Hintçe diline çok yakındır, ancak Arapça alfabesinin değişikliğe uğramış şekli ile yazılmaktadır. Urdu dili Hintçeden daha fazla Arapça ve Farsça kelimeye sahiptir.