2021 yılı değerlendirmesi ve 2022 yılı ön görülerini paylaşan Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu;  “2021 yılı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dahil toplam makine ihracatı 23 milyar dolar oldu. Bu da 2020 yıl sonuna göre yüzde 23,3 ihracat artışı gerçekleştirdiğimizi ortaya koyuyor. Elimizdeki sipariş yoğunluğu, 2022 yılında AB ve ABD’deki pazar payımızın artmaya devam edeceğini gösteriyor” dedi.

Dünya ekonomisinde toparlanma yılı olmasını bekledikleri 2022’ye yüksek bir özgüvenle başladıklarını ifade eden Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu; “Biz pandemi öncesinde de makine ihracatımızın büyük bölümünü Avrupa ve ABD’ye yapıyorduk ama bu süreç çok daha özel iş birlikleri sağladı. Bu iki bölgenin makine ihracatımızdaki toplam payı yüzde 70’lere dayandı. Bizim 2020’ye göre yüzde 30, 2019’a göre yüzde 20 seviyesinde artışlar yakaladığımız bu pazarlara girebilmek için diğer imalatçı ülkeler birbirleriyle yarışıyorlar ve yeni ticari taktikler geliştiriyorlar. Fakat biz elde ettiğimiz kazanımları rehavete değil, rekabete dönüştürmeye kararlıyız ve yeni yıl hamlelerimizi buna göre programlıyoruz” diye konuştu.

Karavelioğlu sözlerine şöyle devam etti; “Bahar aylarında pandeminin etkisinin zayıflayacağı ve gelişmiş ülke ekonomilerinde sıçrama yaşanacağı beklentisi güçleniyor. Elimizdeki sipariş yoğunluğu, AB ve ABD’deki pazar payımızın artmaya devam edeceğini gösteriyor. Komşu ülkelerimize ihracatımızda da önemli gelişmeler sağlıyoruz. Tedarik zincirlerinde bölgeselcilik eğiliminin belirginleşeceği yeni yılda, çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi Rusya ile de bir milyar dolar eşiğini aşacağız. Aylık toplam makine ihracatında iki milyar doları zorlanmadan geçer hale geldik. Bütün gelişmeler, 2022 yılı hedefimizi 27 milyar doların üzerinde belirleyebilmek için bize güven aşılıyor.”

“2022 YEŞİL VE DİJİTAL AYAKLI İKİZ DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE KRİTİK BİR YIL”

2022’nin yeşil ve dijital ayaklı ikiz dönüşüm sürecinde kritik bir yıl olacağına dikkat çeken Karavelioğlu; “Önümüzde güzel bir fırsat penceresi açılmışken bu yılı hızlı bir adaptasyon sürecine çevirmeliyiz. Karbon emisyonunun ticareti sınırlayacak etkileri giderek netleşiyor; ana pazarımız AB bizden aksiyon almamızı bekliyor. Kamunun ve sektörel STK’ların konuya hayli özenli yaklaştığını memnuniyetle görüyoruz. Enerji kaynaklarımızın çeşitliliği ciddi bir hareket alanı yaratıyor ve ülkenin yatırım çekmesi için fırsatlar sunuyor. Türkiye’nin makinenin 23 alt sektöründe üretim yapabilen gelişmiş bir üretim ekosistemine sahip olmasını bir avantaja çevirmeliyiz. Hızlı adım atılmasını ümit ettiğimiz bir diğer konu ise, küresel lojistik maliyetleri. Genel itibarıyla ihracatımızın artmasına destek olan ve bundan sonra da sürmesini öngördüğümüz bu sorunun, makine talepleri hızla tırmanan Amerika kıtasına ihracatımıza olumsuz etkilerini giderecek yöntemler geliştirmeliyiz” dedi.

Vaka sayılarındaki artış nedeniyle pandemide yeni kapanmaların konuşulduğu bir dönemde döviz kurlarında yaşanan hareketliliğin ihracatçılara etkisini değinen Karavelioğlu, “Reel kurun ihracat üzerindeki etkisi, her sektörün ithal girdi bağımlılığı ve teknoloji düzeyi gibi sektöre özgü unsurlarına bağlıdır. Kur artışlarının ithalata, kur dalgalanmalarının ise ihracata etkilerini henüz görmedik. Tedarik ve hammadde sıkıntısı da alt sektörler üzerinde farklı baskılar oluşturmakla birlikte toplam makine ve ekipman ihracatında henüz bir yavaşlamaya sebep olmadı. Bunların etkileri ocak ayından itibaren belirginleşebilir ancak katma değeri yüksek bu alanda dramatik neticeler beklemiyoruz” dedi.

“TÜRKİYE ESKİYE GÖRE YÜZDE 50’DEN FAZLA ÜRETİM KABİLİYETİNE KAVUŞTU”

Türkiye’nin son iki yılda dünyanın çok üzerinde bir hızla kapasite büyütmüş olmasına bağlı olarak, 2022 yılında makine teçhizat yatırımlarında yeni bir ivmelenme beklemediklerini belirten Karavelioğlu, “Makine teçhizat yatırımları üst üste iki yıl yüzde 21 ve yüzde 30 arttı. Türkiye eskiye göre yüzde 50’den fazla üretim kabiliyetine kavuştu. Genel ihracatta bu kadar seri vites yükseltiyor olmanın başka çaresi yoktur. Yurt içinde makine teçhizat yatırımlarında yataya dönülmesi dahi güçlü bir talebin ifadesi olacaktır. Makine imalatçımız iç pazarda sürecek bu canlılığı ithal ikamesi ile değerlendirmeye devam edecek, üretimini ve ihracatını ölçek büyüterek güçlendirecektir” dedi.

“İTHALATININ GETİRDİĞİ RİSKLERE KARŞI YERLİ ÜRETİMİN GÜCÜNDEN YARARLANMANIN ÖNEMİNİ ANLATMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Türkiye’nin cari fazla vermeye hazırlanırken, 2021 yılında makine dış ticaret açığının biraz daha arttığına dikkat çeken Karavelioğlu şunları söyledi: “Biz kurda istikrar kadar, dış ticarette dengede olmanın da hayati önemde olduğuna inanıyoruz. Makine ithalatı, dolar kurunun çift haneye geldiği kasım ayında üç milyar dolar sınırını aşarak zirveye ulaştı. Son 12 ayda 34 milyar dolarını bu işlemlere ödeyen sanayicimize kurdaki sıçramanın maliyeti de büyük oldu. Oysa çok uzun zamandır, makine ithalatının getirdiği risklere karşı yerli üretimin gücünden yararlanmanın önemini anlatmaya çalışıyoruz. İşletme dönemi ekonomisi için yerli çözüm ortaklarıyla çalışmanın konforundan bahsediyoruz. Bu gayretimiz Türkiye makine dış ticaretinden cari fazla yaratana kadar hız kesmeden devam edecek. Bu doğal neticeye bir an evvel ulaşılabilmesi için bir yandan üretim ve ihracatımızı artırırken, diğer taraftan sektörün niteliksiz ve dampingli makinaların haksız rekabetinden korunması için tedbirler geliştirilmesinde de ısrarcı olacağız. İleri ülkelerin makine imalatçıları korunma lüzumu duyarken, biz bu küresel gerçekliğe bigane kalamayız.”

“ARTAN MALİYETLER ULUSLARARASI REKABET GÜCÜMÜZÜ ZAYIFLATMAYA YETMEYECEK”

MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu üretici ve tüketici fiyatlarındaki artışın maliyetlere etkisini de analiz ettiklerini ifade ederek şunları belirtti: “Makine ve ekipman üretim maliyetleri aralık ayında yüzde 13,8 arttı, yıllık üretici maliyetlerindeki artış da yüzde 45,8 olarak gerçekleşti. Makine ve ekipman imalatındaki maliyet artışları; ücret, enerji ve diğer fiyat artışlarıyla ilerleyen aylarda da yükselmeye devam edecek, bu maliyetler kaçınılmaz olarak makine ve ekipman fiyatlarına da yansıyacak. Yine de artan maliyetlerin, sektörümüzün uluslararası rekabet gücünü zayıflatmaya yetmeyeceğini düşünüyoruz. Çünkü pandemiyle mücadele ekseninde artan küresel likiditenin, tüm ülkeler için yüksek enflasyon getireceği uyarısı, uzmanlar tarafından çok önceden yapılmıştı. Şimdi buna yeşil ve dijital dönüşüm başlıkları da eklendi. İkiz Dönüşüm ihtiyaçlarının da etkisiyle bütün dünyanın artık daha pahalı olacağını uzun zamandır dile getiriyoruz.”