Uluslararası düzenlemelerle uyumlu hale getirilen, pek çok yeniliği ve hukuki alt yapıyı içeren “Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu”, girişimcilerin, rekabet edebilirlik kazanmaları için gerekli adımları atabilmelerine fırsat verecek. Yeni yasa teknolojik, ekonomik ve sosyal alanları da olumlu yönde etkileyecek.

Marka ve patent haklarının Avrupa Birliği normlarında modern bir kanuna kavuşmasına öncülük eden Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu ile marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlanması amaçlanıyor.

TBMM tarafından yakın zamanda kabul edilen ve rekabetin, özellikle uluslararası arenada rekabet etmenin, olmazsa olmazı olan patent alınması; marka, tasarım ve coğrafi işaretlerinin tesciliyle ilgili “Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu”, girişimcilere ihtiyaç duyulan desteği verecek. Uluslararası düzenlemelerle uyumlu hale getirilen ilgili mevzuat, pek çok yeniliği ve hukuki alt yapıyı içeriyor. Bu gelişmeler ile girişimcilerin, rekabet edebilirlik kazanmaları için gerekli adımları atabilmelerine fırsat vermesi ve cesaretlendirmesi amaçlanıyor.

Geçmiş uygulamaların, yapılma şekilleri nedeniyle zaman kayıplarını, yüksek maliyetleri ve işlem zorluklarını beraberinde getiriyor. Tüm bu durumlar özellikle patent alınmasında caydırıcı rol oynarken, pek çok patentin raflarda kalmasına, sanayiye aktarılamamasına neden oluyordu. Markaların kullanılmayacak alanlar için dahi patent tescil ettirmeleri de yeni girişimlerin önünde bir bariyer oluşturuyordu. Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu, teknolojideki baş döndürücü gelişmelerin tüm yaşam alanlarını etkilediği günümüz ortamında, doğru üst strateji ve politikalarla desteklendiği takdirde faydalı olabilecek.

Girişimciler yeni kanun ile markalarını daha kolay, daha kısa zamanda ve daha ekonomik olarak tescil ettirebilecekler. Bu durumda iş yaşamı için önemli bir zorluğun ortadan kalkması ve daha güvenli bir iş ortamının oluşmasını sağlayacak. Yeni kanun ile patent alımında, tüm patentler incelemeli olacak. Türk Patent Enstitüsü inceleme yapabilme yetkisine sahip olduğundan, patentler uluslararası nitelik kazanacak. Başvuru, inceleme ve patentleme süreleri kısalacak, maliyetler inecek ve işlemlerin yürütülmesi kolaylaşacak. Patente konu buluşlarda, emeği geçen paydaşlarla ilgili patent başvuruları, hak ve yükümlülükler ile lisanslama konuları, açıklık kazanacak. Ortak patent alma ve kullanma imkanları getirilecek. Yüksek öğrenim kurumlarında gerçekleştirilen buluşların patentlenmesinde kurum ile buluşu yapanın hakları netleştirildi. Kamu destekli buluşların patent hakkının buluşu yapana ait olduğu ancak kullanım ve gelir paylaşımı konularında özel anlaşmalarla düzenlemeler yapılacağı hükümleri getirildi.

Ayrıca Yeni kanun ile birlikte kullanılmayan markaların tesciliyle başka girişimcilerin engellenmesinin önüne geçilecek. Kullanılmayan tescilli markalara itiraz edilebilecek ve 5 yıl içinde kullanılmayan markalar başka girişimciler tarafından tescil ettirilerek kullanılabilecek. Böylece piyasada fiilen kullanılmayan markaların yarattığı tıkanıklık ortadan kaldırılacak.

“Sınai mülkiyet yasa tasarısı dönüm noktası niteliğinde”

10 Ocak’ta yayınlanan yasa ile birlikte Türk Patent Enstitüsü’nün ismi Türk Patent ve Marka Kurumu olarak değişti. Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, Kurum’un küresel anlamda bir otorite merkezi sayıldığına dikkat çekerek, “İnovatif aktivitenin, patentli ve sürdürülebilir ürünler gibi somut göstergelerinin giderek önem kazandığı günümüzde AR-GE ve inovasyon döngüsüne, sınai mülkiyet hakları için tescil mercii olarak katkıda bulunuyoruz. 2016 yılında tarihi bir başarıya imza atarak WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü) nezdinde dünya çapındaki 22 uluslararası araştırma-inceleme otoritesinden biri olarak atandık” diye konuştu.

Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü ile Teknoloji ve Lisans Yöneticileri Derneği iş birliğinde AR-GE Merkezleri ve Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin Sınai Mülkiyet Kapasitelerinin Geliştirilmesi Projesi’ni yürüttüklerini belirten Asan, “Geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Sınai Mülkiyet Yasa Tasarısı’nı hazırladık. Bu sistemimiz açısından dönüm noktası niteliğinde bir çalışma. Bugüne kadar ayrı ayrı kanun hükmündeki kararnameler vasıtasıyla yürütülen işlemler tek çatı altında toplanarak sağlam bir yasal zemine oturtuldu. Güçlü bir hukuki yapının yanı sıra daha etkin işleyen bir sistem oluşturulması yönünde düzenlemeler yapıldı. Küresel ekonominin en önemli dinamolarından birinin inovasyon ve bu unsurun ancak sınai mülkiyet haklarının güvencesinde geliştirilebilir” dedi.

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’nün (WIPO) 2015 verilerinde yerli başvuru sahipleri tarafından yapılan patent başvurusu sayısına göre Türkiye’nin dünyada 15’inci sırada yer aldığını aktaran Habip Asan, kuruma yapılan patent başvurularının 2016 yılının Kasım ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artış gösterdiğini ve 14 bini aştığını söyledi.

“AR-GE’de 60 milyar dolarlık harcama hedefleniyor”

Türkiye’de AR-GE yatırımlarına yönelik harcamaların GSYH’ye oranının 2023 yılında yüzde 3’e çıkarılmasının hedeflendiğini vurgulayan Habip Asan, “60 milyar dolarlık AR-GE harcamasına ulaşılması planlanıyor. Bu konuda başarıya ulaşılmasında sınai mülkiyet hedeflerinin tutturulması etkili olacak. 50 bin yerli patent başvurusu, Türk tasarımı imajının küreselde yerleşmesi, GSMH’nin yüzde 50’sine denk gelen fikri ürün portföyünün oluşması ve 10 küresel markanın ortaya çıkarılması şeklinde belirlenen sınai mülkiyet hedefinin gerçekleştirilmesi için ilgili tüm aktörlere önemli sorumluluklar düşüyor” açıklamasında bulundu.

Marka tescilinde hangi yenilikler kanunlaştı?

21 yıldır Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetilen Sınai Mülkiyet Hakları, 23 Aralık 2016 günü TBMM’de kabul edilen değişiklerle yeniden düzenlendi. 12 maddeden oluşan değişiklikler ise şöyle:

  • Yeni Kanun ile Türk Patent Enstitüsü’nün ismi Türk Patent ve Marka Kurumu olarak değiştirilmekle birlikte kurumun kısa adı ise bundan sonra “Türk Patent” olarak kullanılacak.
  • Yeni Kanun ile getirilen değişikliklerden bir diğeri ise; tescil süreleridir. Yeni kanunla birlikte tescil süreleri kısalacak olup, 6 aylık süreler 3 aya, 3 aylık süreler ise 2 aya inecek ve eski adıyla TPE, yeni adıyla ise Türk Patent sisteminde daha önce alınan hızlanmaya yönelik tedbirler bu düzenlemelerle daha anlamlı hale gelecek.
  • Yeni Kanun düzenlemesi ile marka olabilecek işaretlere ilişkin olarak çizimle görüntülenebilme şartı kaldırılacak olup, ses ve hareket markası gibi yeni türlerin tescili imkânı doğacak.
  • Önceki marka sahibinin kuruma noterden yazılı olarak vereceği açık muvaffaka name ile aynı marka, aynı mal ve benzer hizmetler için bir başkası adına tescil edilebilecek, yapılan başvurular reddedilemeyecektir. Bu vesileyle markaların farklı sahiplerce, beraber kullanılması imkânı getirilecek.
  • Mezkûr Kanun düzenlemesiyle birlikte; incelemesiz patent sistemi kaldırılacak ve tüm patentler incelemeli olarak verilecek.
  • Patentler için tescil sonrası itiraz hakkı getirilecek ve böylelikle yargı yoluna başvurmak yerine, belgenin yayınından sonraki 6 ay içinde menfaat sahiplerince, yeni ismiyle Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvurularak, tescile itiraz edilebilecek.
  • Patentlerde koruma süresi 20 yıl, Faydalı Modellerde ise 10 yıl olacak, bu süreler uzatılamayacak.
  • Faydalı Model sisteminde işbu kanun düzenlemesinden önce aranmayan yenilik kriteri yeni düzenlemeyle birlikte aranmaya başlayacak, bu vesileyle de aslında dünya üzerinde kullanılmasına rağmen tescil edilen Faydalı Modellerin de tescil edilmesi ile yaşanan karmaşa ve haksız rekabet ortadan kalkacak.
  • Yine Endüstriyel Tasarım sistemi için de mezkûr düzenlemeden önce aranmayan yenilik kriteri, yeni düzenlemeyle aranmaya başlayacak, böylece anonim olmuş ve dünya üzerinde hali hazırda kullanılmaya devam eden tasarımların tescil edilmesi imkânı ortadan kalkacak.
  • Modası çabuk geçen, tasarım ömrü kısa tekstil, giyim ve ambalaj gibi sektörlerde üç yılla sınırlı masrafsız, doğrudan tescilsiz tasarım koruması getirilecek.
  • Coğrafi İşaret ve geleneksel ürün adları için amblem kullanılacak.
  • Coğrafi İşaretlerde kullanılan amblemin tüketiciyi yanıltıcı kullanılması engellenecek, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarının piyasada daha sık denetlenmesi sağlanacak.