Varlıklı ve yüksek teknolojiye sahip endüstriyel bir toplum olarak Kanada, serbest pazar merkezli ekonomik sistemi, üretim modelleri ve yüksek yaşam standartları, ABD’ye çok benzer yapısıyla dünyanın önemli ekonomilerinin başında geliyor. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana imalat, madencilik ve hizmet sektörlerindeki büyüme, Kanada’yı kırsal ekonomiden endüstriyel ve şehirsel bir toplum haline getirdi. Öyle ki Kuzey Amerika pazarıyla hızla gelişen Asya ekonomileri arasında bir köprü görevi görmesi Kanada’yı, en büyük tüketim pazarları sıralamasında dünyanın dokuzuncusu yaptı.

Kanada, Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) kayıtlarına göre, dünya ihracatında 12. ve dünya ithalatında 14. sırada yer alıyor. Dünya ihracatındaki payı yüzde 2,54 ve dünya ithalatındaki payı ise yüzde 2,47 düzeyinde. Kanada’nın 2014 yılında ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 3,7 oranında artış göstererek 474,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. İthalatı ise bir önceki yıla göre yüzde 0,3 oranında artarak, 2014 yılında 462,8 milyar dolar oldu ve toplam dış ticaret hacmi 2014 yılında 937,6 milyar dolara yükseldi. Ayrıca arazi büyüklüğü bakımından Rusya’dan sonra dünyanın ikinci büyük ülkesi Kanada’nın yaklaşık 35 milyon olan nüfusu, 1,82 trilyon doları bulan GSYİH’sı da pazarın hacmi ve niteliği hakkında önemli ipuçları veriyor.

 

Pazar çeşitlendirme hedefi Türkiye’ye ilgiyi arttırıyor

Ülkenin dış ticaret haritasına baktığımızda ise ABD’nin ağırlığı hemen görülebiliyor. 1 Ocak 1994’te yürürlüğe giren NAFTA’nın ABD ve Meksika ile birlikte üyesi olan Kanada, ihracatının yüzde 75’e yakınını, ithalatının ise yüzde 50’sini ABD’ye gerçekleştiriyor. Kanada’nın ticaret ortakları arasında Çin 2., Meksika 3. sırayı alıyor. Geleneksel pazarlardan çıkıp ticaretini çeşitlendirmek isteyen Kanada için Türkiye ise değerlendirilebilecek önemli bir pazar.

Önümüzdeki yıllarda refahı artırmak adına gelişmekte olan ekonomilerin hızlı büyüyen pazarlarını ele geçirme stratejisi izleyen Kanada, bu farkındalıkla Türkiye ile ticari ilişkilerine ağırlık verme eğiliminde. Bu eğilimi Kanada’dan ülkemize gelen yatırımlarda da görmek mümkün. Türkiye ile Kanada arasındaki yatırım ilişkilerinin dinamik tarafını Kanadalı firmaların Türkiye’de gerçekleştirdikleri yatırımlar oluşturuyor. Türk firmalarının Kanada’daki faaliyetleri ise oldukça sınırlı düzeyde. Son 10 yılda Türkiye’ye Kanada’dan 426 milyon dolarlık doğrudan sermaye girişi oldu. Kanadalı sermaye kadar olmasa da Türk firmalarının da Kanada’ya ilgisi yok değil. 2013 yılı Ocak ayı itibarıyla toplam 12 adet Türk firması tarafından Kanada’da 17,7 milyon dolar değerinde doğrudan yabancı yatırım gerçekleştirildi.

 

Stratejik ekonomik işbirliği kurulacak

Peki 1,82 trilyon dolara ulaşan GSMH’si ve kişi başına düşen yıllık yaklaşık 43 bin dolar gelir seviyesiyle dünyanın gelişmiş ekonomileri arasında yer alan Kanada’yla, Türkiye’nin ticareti nasıl bir seyir izliyor? G-8 ile fikir babalığını yaptığı G-20’nin üyesi olan, dünyanın en büyük 11. ekonomisi konumundaki Kanada ile bulunduğu coğrafyanın en önemli güçlerinden biri haline gelen Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler, son dönemde önemli gelişmelerine sahne oluyor. Coğrafi olarak Türkiye’ye uzaklığını son yıllarda attığı olumlu ticari adımlarla yakınlaştırma çabasındaki Kanada; Avrupa ile Asya arasında yer alan, Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya’da bölgesel güç haline gelen Türkiye’yi bir anlamda bölgedeki stratejik partneri ilan etmiş durumda. Türkiye-Kanada Stratejik Ekonomik İşbirliği mekanizmasının kurulması

ve Serbest Ticaret Anlaşması (STA)    müzakerelerine başlanması gibi çalışmaların her iki ülke hükümetlerinin takvimlerinde hedef olarak yer alması da bu yakınlaşmanın somut adımları olarak dikkat çekiyor.

Ticaret hacmi STA ile artabilir

Son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin ahdi zemininin tamamlanması amacıyla önemli ilerlemeler kaydedildi. Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması’nın 1 Ocak 2012 tarihinden bu yana yürürlükte olduğu Kanada’yla, Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yapılmasına ilişkin önümüzdeki dönemde müzakerelere başlanması bekleniyor. Keza Kanada ile Ekonomik ve Ticaret Ortak Komitesi’nin (JETCO) tesis edilmesi konusunda da mutabakat sağlanmış durumda. Tüm bu gelişmeler ise orta ve uzun vadede ikili ticaretin artacağı görüşünü kuvvetlendiriyor. Kanada ile Türkiye arasındaki ticaret kapasitesinin geliştirilmesi konusunda potansiyel olduğuna inanan iki ülke yetkilileri, özellikle Serbest Ticaret Anlaşması’nın imzalanması halinde 2 milyar dolar civarındaki ticaret hacminin 10 milyar dolarlara kadar çıkabileceğini vurguluyorlar.

 

Potansiyel rakamlara yansımıyor

Türkiye ile Kanada arasındaki ikili ticaret hacmi, mevcut ekonomik ve ticari potansiyelin altında seyretmekle beraber, istikrarlı bir artış eğilimi gösteriyor. Nitekim 1990 yılından 2008 yılına kadar 8 kat artan ticaret hacmi, 2009 yılında 1,2 milyar dolar seviyesinin üzerinde gerçekleşti. T.C. Dışişleri Bakanlığı istatistiklerine göre Kanada ve Türkiye arasındaki ticaret hacmi 2013 yılı itibarıyla 2,3 milyar dolar seviyesine ulaştı ve Kanada’ya 2013 yılında ihracatımız 940 milyon dolar, ithalatımız 1,35 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2014 yılında Kanada’ya ihracatımız ise bir önceki yıla göre yüzde 1,3 oranında artarak 952,5 milyon dolar, ithalatımız yüzde 18,4 oranında azalarak 1,1 milyar dolar oldu.

Orman ürünleri sanayinin üretimi 57 milyar dolar

Sanayileşmiş diğer ekonomilerden farklı olarak Kanada ekonomisinde, ağaç ve petrol endüstrileri önemli bir yere sahip. Orman alanları bakımından dünyanın en zengin beş ülkesinden biri Kanada, endüstriyel odun üretiminde ilk sıralarda yer alıyor. Kanada’nın orman ürünleri sanayi, 57 milyar dolarlık üretimi ile ülkedeki gayrı safi yurt içi hasılasının yüzde 12’sini temsil ediyor. Dünya ormanlarının yüzde 10’una sahip ve topraklarının yarısının ormanla kaplı olması nedeniyle ülkedeki tüm endüstriler içinde en yüksek kapasiteyle üretim yapan sektörlerin başında orman ve kereste ürünleri geliyor. Ülkede, her yıl verimli arazilerinin yüzde 0.4’üne tekabül eden bir arazi büyüklüğünde orman kesiliyor. Bu, Kanada’yı dünyadaki en büyük kereste, odun hamuru ve gazete kağıdı ihracatçısı ülke konumuna getirirken, ağaç işleme makinelerinde de en aktif alıcılardan biri yapıyor.

Kanada’da bu sektörde faaliyette bulunan en büyük işveren toplulukları, ülke genelinde doğrudan 235 bin kişiye istihdam sağlıyor. 2010-2012 yılları arasında orman ürünleri sanayi, 8 bin yeni iş ve çevresel kimlikte yüzde 6 tiyileşme yaşadı. 2013 döneminde orman ürünleri sektörü GSYİH içinde yüzde 3.4 artış kaydetti ve böylece genel ekonomiye göre yüzde 2 daha hızlı bir büyüme gösterdi. Rakamlar ülkedeki orman ürünleri sanayinin hızlı bir tempoda büyüdüğünü bir anlamda kanıtlıyor.

 

Hedef, agrasif büyüme

Kanada’daki ahşap, kağıt hamuru ve kağıt üreticilerinin ulusal ve uluslararası anlamda sesi olan Kanada Orman Ürünleri Derneği’nin açıklamasına göre, Kanada orman ürünleri sanayi kararlı bir şekilde büyümesini sürdürecek. Daha yenilikçi, çevreci ve küresel olmak için dinamik bir dönüşüm geçirme hedefindeki Kanada orman ürünleri sanayi, hükümetin açıkladığı Vizyon2020 planıyla üretim büyüklüğünü 57 milyar dolardan 77 milyar dolara çıkarmayı amaçlıyor.

Kanada orman ürünleri sanayi, 2020 yılına kadar yeşil ve yenilikçi yapısıyla ülkenin yeni ekonomisine ayrı bir güç olmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede Kanada Orman Ürünleri Birliği (FPAC) Vizyon2020 ismiyle yayınladığı ilk rapor; ürünler, çevresel performans ve sorunlar üzerine bir eylem çağrısı niteliğinde üç parametreli bir çerçeve üzerinde şekilleniyor. Vizyon 2020 çalışmaları, Mayıs 2012’de başlatılmış olup hükümetler, akademik araştırmacılar, politikacılar ve diğer paydaşlara sektör dönüşümünü  inşa etme süresinde destek veriyor. Kanada’nın vizyonunda 60 bin yeni çalışan ile işgücünü yenileme hedefi de var. Ayrıca 10 yıllık süreçte Kanada’nın yüzde 35 oranında çevresel performansı artırılacak. Yeni ürünler ve pazarlar ise ekonomiye ek olarak 20 milyar dolar sağlayacak.

 

Türkiye için fırsat var

Tüm bu gelişmeler ise Türkiye ağaç işleme makineleri sanayisi açısından Kanada’nın ihraç pazarı özelliğini güçlendiriyor. Ülkemizin Kanada pazarından almış olduğu payın esas itibarıyla potansiyelin çok altında bulunması, bu pazarın ihracat açısından geliştirilebilir bir yapı sergilemesine de neden oluyor. Son yıllarda düşüş eğilimine girse de Türk ağaç işleme makinecileri için Kanada potansiyeli yüksek güçlü bir pazar. Kanada’ya 2012 yılında 168 bin dolar, 2013 yılında 139 bin dolar, 2014 yılında ise 93 bin dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye ağaç işleme makineleri sektörü için son dönemde iki ülke arasında gelişen ticari ve ekonomik ilişkilerin yoğunlaşması önemli bir itici güç olacağı sinyallerini veriyor.

 

Kanada pazarının özellikleri:

Kanada’ya girecek ürünler,  gümrük vergisi ve/veya katma değer vergisi (GST) ile Eyalet vergisine veya ücretlere tabi tutuluyor. Gümrük vergileri, ürünün çeşidine ve menşe ülkeye göre değişiklik gösterebiliyor.

Ateşli silahlar, hayvansal ürünler, motorlu araçlar, bazı ilaç ürünleri ile diğer bazı ürünlerin ithalatı kontrole tabi olup, bunların ithalatından önce izin alınması gerekiyor.

Kanada’da elektrik voltajı 110 volt. Buna uymayan makine ve elektrikli cihazların  uygun hale getirilmesi gerekiyor. Elektrikli cihazlar için transformatörler satılıyor, ancak çok da yaygın değil.

Kanada’da yatırım yapmak ve işletme kurmak isteyenlere kolaylık sağlanıyor. Bir günde işletme kurulumu ikinci günde işletmenin ilgili vergi dairesine kaydı yapılabiliyor. Yatırımlara daha çok eyalet hükümetleri değişen oranda vergi teşvikleri sağlıyor.

Kanada’nın standartlar ve diğer gümrük uygulamalarıyla değerlendirildiğinde zor ve rekabetin kıyasıya yaşandığı açık bir pazar olduğu unutulmaması gerekiyor.

Kanada’ya yapılacak ihracatta en önemli hususlardan biri de etiketleme. Ülkede iki resmi dil olması sebebiyle hazırlanacak etiketler mutlaka İngilizce ve Fransızca olarak hazırlanmak zorunda.