Nesillerdir yaşayan kurumlarımız yerine her geçen gün yenisi kurulan ve kapanan markalar çağında yaşıyoruz. Ülkemizin çınarları olarak görebileceğimiz pek çok marka ya el değiştirdi ya da kapandı. Uzun yıllar boyu güçlü ve başarılı bir şekilde ayakta kalmak isteyen markaların sırrını İletişim Uzmanı Hatice Kumalar açıkladı.

Hayatın bir parçası haline gelen ve nesilden nesle aktarılan markaların kurum kültürleri sayesinde ayakta kaldığını belirten Kumalar, itibar yönetiminin önemine değinerek bunu yaratacak sürdürülebilir kurum kültürü iletişimine yönelik tavsiyelerde bulundu.

Türkiye’de halkla ilişkiler sektörüne ‘inhouse çalışma modelini’ kazandırarak sahiplenmenin ve kesintisiz iletişimin önemini öne çıkaran Brandistanbul PR Ajans Başkanı Hatice Kumalar, markalar için kurum kültürünün önemini ve pandemi sürecinde sağlayacağı faydaları açıkladı.

“Çalışanlarına kendilerini geliştirmeleri için fırsatlar sunan, kendi iç dinamiklerini ve değerlerini yaratmış, bu değerleri müşterilerine de taşımayı başaran markalar nesiller boyu yaşayacaktır.” diyen Kumalar, Türkiye’nin de kurum değerlerine sahip pek çok markasının olduğunu ancak son dönemde kurum kültürü kavramının unutulduğunu belirtti.

‘YÖNETİCİLERİN USLUBU KURUMUN İNSANA VERDİĞİ DEĞERİN GÖSTERGESİDİR’

Rekabetçi sistemin içerisinde, eski değerlerimizi unuttuğumuzu dile getiren Kumalar,“Kurumların iç iletişimlerinde sevgi dilini kullanmaları, insana verdiği değerin canlı göstergesidir. Çalışanlarına eğitim fırsatı sunan, nitelik personel yetiştirmek için imkânlarını kullanan, bunun için kulüp ve grupların kurulmasını teşvik eden, kütüphanesi olan, çalışanların diledikleri süreli yayına ulaşabildiği kurumlar, çalışanlarıyla kuvvetli bağlar kuracak, yaratılan karşılıklı sadakat ve iyi niyet kurumun yaşam kazanmasını sağlayacaktır. Hayat ile bağ kuran markalar uzun yıllar boyu yaşar ve ürettiği değerleri nesilden nesle aktarır. Bir lider tarafından her şeyin kontrol edildiği kurumlar yerine, daha demokratik sistemlerin işletildiği, sosyal kurumlar insan ömründen daha uzun süre yaşayacaktır” şeklinde konuştu.

‘CUMHURİYETİMİZİN İLK KURUMLARI BU KÜLTÜRE SAHİPTİ’

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında kurulan ve nesilden nesle değerlerini aktarabilen kurumların varlığını hatırlatan Hatice Kumalar, “Cumhuriyetimizin kurucusu, ebedi lider Mustafa Kemal Atatürk, Sümerbank, İş Bankası gibi Türkiye’ye güç katacak kurumları tasarlarken, onları derin bir kurum kültürüyle donattı. Sümerbank kurulurken, onunla birlikte Türkiye’nin dört bir yanına taşınan spor alanları, sinema ve tiyatrolar, herkesin faydalanabildiği kütüphaneler ve eğitim fırsatları, Sümerbank’ın ve yarattığı değerlerin uzun yıllar yaşamasını sağladı. Kendi değerleri, anlayışı ve etik kuralları bulunan kurumlar bu işleyişi aktararak büyüyeceklerdir” dedi.

‘KURUM KÜLTÜRÜ DIŞARIYA YANSITILDIĞINDA BAŞARIYI GETİRİR’

Kurum içerisinde yaratılan değerlerin, düzenli, iyi kurgulanmış içeriklerle kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini savunan Kumalar, “Samimiyetle savunulan değerler iyi planlanmış bir iletişim çalışmasıyla kamuoyu ile paylaşılırsa, tüketici ile marka arasında sadakatle oluşturulmuş bir bağ kurulur. Bugün hayatımızda yer alan ve yaşı yüzyıla dayanan pek çok markanın alamet-i farikası budur. Nesilden, nesle aktarılan kurum algısı yere kökleriyle tutunan, güçlü markalar yaratır. Bu nedenle özellikle güven gerektiren sektörlerde tüketici yeniyi değil, eskiyi tercih etme eğilimindedir” ifadelerini kullandı.