2019 yılında Çin’de başlayan ve kısa sürede küresel bir salgına dönüşen Covid-19 pandemisi başlangıcının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hala dünyanın en önemli gündem maddesi. Geçen bu iki yıllık süreçte virüse karşı geliştirilecek aşı ise en öncelikli konu oldu. Dünyanın birçok yerinde çalışmalar ve araştırmalar devam ederken Türk asıllı Özlem Türeci ve Uğur Şahin çifti geliştirdikleri BioNTech aşısı ile insanlığın geleceği için çok önemli bir çalışmaya imza attılar.

Alman immünolog, girişimci, akademisyen, bilim insanı Özlem Türeci ve Türk-Alman immünolog, onkolog, akademisyen, bilim insanı Uğur Şahin kurucu ortağı oldukları BioNTech firması altında geliştirdikleri Pfizer-BioNTech Covid-19 aşısı ile 21. yüzyılın en çok tanınan bilim insanları arasındaki yerlerini aldılar. Buldukları aşı ile isimlerinin önünde yazan unvanlarına milyarder sıfatını da ekleyen çift Ağustos 2021’de Almanya’nın en zengin 10 insanı arasında sekizinci sırada yer aldı. Covid-19 aşısından önce özellikle kanser üzerine çalışmalar yürüten çift pandemi sonrası ekipleriyle birlikte aşının üretilmesi için çalışmalara başladılar.

Özlem Türeci, İstanbul göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 6 Mart 1967 tarihinde Batı Almanya’nın aşağı Saksonya eyaletinin Lastrup kentinde dünyaya geldi. Özlem Türeci’nin babası bir Katolik hastanesinde cerrah olarak çalışıyordu. Babasının çalıştığı hastanede hasta bakıcı rahibelere hayranlık duyan Türeci bu sayede çok kültürlü bir ortamda büyüme şansına sahip oldu. Türeci, yıllar sonra Alman basınına verdiği bir röportajda bu mesleği seçmesindeki en büyük sebebin babası olduğunu söyledi. Türeci babasından nasıl etkilendiğini şu sözlerle açıklamıştı; “Doktor olarak çalışan babamdan etkilendiğimden genç bir kızken bile başka meslek hayal edemiyordum. Babamın muayenehanesi aile evimizdeydi. Çocukken hastalar arasında oynardık. Evimizde iş ve yaşam arasında kesin bir ayrım yoktu.” Lisans eğitimini Saarland Üniversitesi’nde tamamlayan Türeci, 2001 yılında Mainz kentine taşındı ve Mainz Üniversitesi Hastanesi’nde modifiye edilmiş genetik kodlarla bağışıklık sistemini kansere karşı mücadele ettirmeyi hedefleyen çalışmalar yaptı.

70’ten fazla bağımsız patent başvurusuna sahip

Uğur Şahin ise 19 Eylül 1965 yılında Hatay’ın İskenderun ilçesinde doğdu. Henüz dört yaşında annesi ile birlikte, Almanya’nın Köln şehrindeki Ford Motor Company fabrikasında çalışan babasının yanına göç etti ve eğitim hayatına burada başladı. Şahin, lise eğitimini tamamladıktan sonra 1984 yılında Köln Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimi almaya başladı ve 1992 yılında mezun oldu. 1993 yılında ise aynı üniversitede Michael Pfreundschuh danışmanlığında tümör hücrelerinde immünoterapi üzerine çalışma yapan Uğur Şahin doktora derecesi almaya hak kazandı. 1992-1994 yılları arasında Hagen Üniversitesi’nde matematik okuyan Şahin, 1999’da ise yeniden bilimsel eser yazarak moleküler tıp ve immünolojide habilitasyon aldı. 20’li yaşlarında laboratuvarda çalışmaya başlayan Şahin, Köln Üniversitesi’nin lösemi bölümünden sonra, sekiz yıl boyunca Saarland Üniversitesi’nde iç hastalıkları ile hematoloji-onkoloji doktoru olarak çalıştı. Uğur Şahin aynı zamanda 2000-2001 yılları arasında Zürih Üniversite Hastanesi’ndeki laboratuvarda 1996 Nobel Tıp Ödülü sahibi Rolf M. Zinkernagel ve Hans Hengartner ile birlikte çeşitli araştırmalarda da yer aldı. Yüksek verimli immünolojik yöntemler ve biyoenformatik yaklaşımlar kullanarak kanser hedefi keşfinde öncü olan Şahin, bunun yanı sıra yeni kanser biyobelirteçlerini ve hedeflenen tedavi platformlarını kapsayan 70’ten fazla bağımsız patent başvurusuna sahip.

2002 yılında evlendiler

Şahin, üniversite eğitimi sırasında, İstanbul’dan Almanya’ya göç eden bir doktorun kızı olan ve Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi Tıp Merkezinde çalışan Özlem Türeci ile tanıştı. Yıllar sonra yaptıkları bilimsel çalışmalar ve Corana virüse karşı ürettikleri aşıyla adlarını tüm dünyaya duyuracak olan çift 2002 yılında evlendi.

Çift birlikte kanser üzerine önemli çalışmalara imza attı

Çift çalışmalarına 2001 yılında kurdukları ve Türkçe “ganimet” kelimesinden esinlenerek “Ganymed” adını verdikleri firmada sürdürmeye başladı.  Çift, Ganymed firmasında birlikte özellikle kansere karşı monoklonal antikorlar geliştirmek için çalışmalar yaptı. Türeci ve Şahin sonraki yıllarda da bağışıklık sisteminin, kanserli hücreleri vücuda giren bir virüs gibi algılaması ve onları ortadan kaldırması için birlikte çalışmayı sürdürdü. Kansere karşı hassas antikor tedavilerine öncülük eden Ganymed 2016’da Japon ilaç şirketi Astellas Pharma tarafından 1.4 milyar dolarlık bir anlaşmayla satın alındı. Söz konusu bu satış, o tarihe kadar Almanya tıp sektöründeki en yüksek meblağlı satış olarak kayıtlara geçti. Ayrıca bu satış Özlem Türeci-Uğur Şahin çiftini Almanya’daki en zenginler arasına soktu.

Türeci, BioNTech’e baş tıp sorumlusu olarak katıldı

Özlem Türeci, 2008 yılında eşi Uğur Şahin ve Avusturyalı immünolog, onkolog Christoph Huber ile birlikte Haziran 2021 itibarıyla piyasa değeri 57.7 milyar dolar olan BioNTech adlı firmayı kurdu. Ganymed’i yöneten Türeci, yıllarca şirketin bilimsel danışmanı olarak görev aldı ve Ganymed’in satılmasının ardından BioNTech’e baş tıp sorumlusu olarak katıldı.

Doktora öğrencilerine danışmanlık yapmaya devam ediyor

Çift, BioNTech çatısı altında insan vücudunun kendi antijenini üretmesini sağlamak için mRNA adı verilen genetik materyali kullanarak bireyselleştirilmiş kanser immünoterapisi tedavi yöntemleri geliştirmeye başladı. Şahin ve Türeci, ekibiyle birlikte, özellikle her hastanın kanser mutasyon profiline göre uyarlanmış mRNA bazlı aşıların geliştirilmesine öncülük etti. Uğur Şahin aynı zamanda Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi Tıp Merkezi’ndeki Translasyonel Onkoloji ve Immünoloji Merkezi’nin (TRON) 2010 yılından beri direktörlüğünü yürütüyor. Kanser ve yüksek tıbbi gereksinimi olan diğer ciddi hastalıkların tedavisi için yeni teşhis ve ilaçların bulunmasını misyon edinen bir araştırma kuruluşu olan TRON’un kurucu ortağı ve hissedarı olan Şahin, aynı zamanda burada araştırma ve geliştirmeler için doktora öğrencilerine bilimsel danışmanlık yapmaya devam ediyor.

Çalışmaları tüm dünyadan takdir toplamaya devam ediyor

1995’te Alman Hematoloji ve Onkoloji Derneği’nin Vincenz Czerny Ödülüne, 1997 yılında ise Calogero Pagliarello Araştırma Ödülü sahibi olan Özlem Türeci, 2005 yılında ise Alman İmmünoloji Derneği Tarafından eşi Şahin ile birlikte Georges Köhler Ödülü’ne layık görüldü. Türeci ve eşi Uğur Şahin, Corona virüs aşısını bir yıldan kısa sürede geliştirmelerinden dolayı, her yıl kayda değer etki yaratan kişileri Yılın Kişisi olarak seçen Londra merkezli Financial Times tarafından 2020 Yılın Kişisi seçildiler. 10 Mart 2021’de Bilkent Üniversitesi rektörü Abdullah Atalar, mRNA tabanlı aşı geliştirme çabaları ve örnek oluşturan girişimcilik başarıları sebebiyle Özlem Türeci ve Uğur Şahin’e onursal doktora unvanı verileceğini duyurdu. Aralık 2020’de ise Axel Springer SE tarafından Covid-19’a karşı geliştirdikleri mRNA aşısı ve çalışmalarından dolayı çift 2021 Onur Ödülüne layık görüldü. Türeci, Uğur Şahin ve Katalin Karikó’nun da yer aldığı altı bilim insanı ile birlikte Teknik ve Bilimsel Araştırmalar alanında 2021 Asturias Prensliği Ödülü’ne de layık görüldü. Jüri verdikleri ödülün gerekçesini Covid-19 aşılarının bulunmasına katkıları, yeni bir teknoloji olan mRNA’nın geliştirilmesi, adenovirüsler bazlı aşıların üretilmesi ve diğer hastalıklara karşı kullanımları konusunda öncü ve yenilikçi rolleri dolayısıyla olduğunu açıkladı. 

Nobel Ödülü almalarına kesin gözüyle bakılıyor

2019 yılında Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı ele geçiren Covid-19 pandemisinin ardından şirket koronavirüs aşısı geliştirmeye yoğunlaştı. 9 Kasım 2020’de Amerikan ilaç firması Pfizer ve BioNTech yaptığı ortak açıklamada, Özlem Türeci, Uğur Şahin ve ekibi tarafından SARS-CoV-2’ye karşı geliştirilen Pfizer-BioNTech Covid-19 aşısının etkinlik oranının yüzde 90’ın üzerinde olduğunu belirtti. O dönemde yapılan açıklamada, geliştirilen aşının güvenliğine ilişkin ciddi kaygı yaratacak bir bulgunun olmadığı, aşının acil kullanım ruhsatı alması için Amerika Birleşik Devletleri makamlarına başvuru yapılmasının beklendiği kaydedildi. Geliştirilen aşının gerekli izinleri almasıyla beraber tüm dünyada insanların aşılanma süreçleri hızlandı. Geliştirdikleri aşı sayesınde tıp dünyasına adlarını altın harflerle yazdırmayı başaran Türeci ve Şahin dünyanın en zengin 500 insanı arasındaki yerini aldılar. Covid-19 aşısı haberleri sonrası Fransız La Chaîne Info (LCI) haber kanalı Şahin-Türeci çiftini Nobel Kimya ve Fizik Ödülü sahibi Pierre ve Marie Curie çiftine benzetti. Özlem Türeci ve Uğur Şahin’in tıp ve bilim dünyasında Nobel Ödülü almalarına da kesin gözüyle bakılıyor.