AİMSAD Dergisi’nin yeni röportaj serisi “AİMSAD’ın Gençleri” ağaç işleme makine sektöründeki geleceğin liderlerine odaklanarak, onların bakış açılarını, hedeflerini, beklentilerini ve kurumsal hayattaki başarılarını konu alıyor. Dinamizmi ve liderlik vizyonuyla öne çıkan Dinçmak Üretim ve Ar-Ge Müdürü Umut Dinç, yeni röportaj serisinin ilk konuğu olarak, kendi kariyer planlama sürecini ve sektörle ilgili değerlendirmelerini paylaştı.

AİMSAD’ın Gençleri serisi kapsamında sorularımızı yanıtlayan Dinçmak Üretim ve Ar-Ge Müdürü Umut Dinç sektöre ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunarak kendi vizyonunu ve kariyer yolculuğunu anlattı. İş süreçlerinde açık ve etkili iletişimin önemine vurgu yapan Dinç, networking konusuna özellikle dikkat çekti.

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kaç yıldır profesyonel iş hayatının içerisindesiniz?

Öncelikle sevgili derneğimiz AİMSAD’ın çalışmalarında genç jenerasyona yer vermesi ve bu bağlamda çalışmalar yapması çok güzel. Bu çalışmalar gelecekte sektörümüz içerisinde daha profesyonel ve daha motive nesillerin oluşması adına büyük önem taşıyor. Ben, kendim ve tüm yeni jenerasyon adına derneğimize çok teşekkür ediyorum. Ben Dinçmak Makine kurucu ortaklarından Adnan Dinç’in oğlu Umut Dinç, firmamızın ikinci jenerasyon üyelerinden biriyim. 28 yaşındayım ve yaklaşık dört senedir profesyonel iş hayatının içerisindeyim. Firmamızın bir aile şirketi olmasının bizler üzerinde çok olumlu etkileri oldu, sürekli işin içerisinde kalmamızı sağlayan bir yapıyla birlikte büyüme şansına sahip olduk. Dokuz yaşından bu yana firmamızın üretim proseslerinin çoğunda ufak tecrübeler edinmekle başladı aslında bu yolculuk. Üniversite eğitimimi Polonya’nın Varşova şehrinde, Politechnika Warszawska Üniversitesi, elektrik-elektronik mühendisliği bölümünden mezun olarak tamamladım. Üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra firmamızda profesyonel olarak görev almaya başladım. Şu anda firmamızın üretim ve Ar-Ge müdürlüğü görevini yürütmekteyim.

“Türk makineleri uluslararası alanda saygı duyulan bir yapıya kavuştu”
Genç bir yönetici olarak ağaç işleme makine sektörünün mevcut durumunu nasıl değerlendirirsiniz? İhracat rakamlarının artması ve pazarların çeşitlenmesi için neler yapılmalı?

Ağaç işleme makine sektörü küresel sermaye döngüsünün önemli taşlarından bir tanesi. Bu nedenle gerek Rusya-Ukrayna savaşı gerek İsrail-Filistin savaşı gibi küresel çaptaki tüm gelişmeler sektörümüzü direkt veya dolaylı yoldan etkiliyor. Sektörümüzün durumuna Türk makineciliği açısından baktığımızda, orta vadede pozitif bir durum öngörüyoruz. Türk makineciliği özellikle son 10 yılda yakaladığı ivme ile büyümeye devam ediyor. Hem Ar-Ge ve yenilik anlamında hem de fiyat rekabeti açısından uluslararası arenada avantajlı bir konuma geldi. Artık, Türk makineleri uluslararası alanda saygı duyulan ve kalite algısını kazanan bir yapıya kavuştu. Tabii ki bu nokta sektörümüzün gelebileceği yer göz önüne alındığında asla yeterli diyemeyiz. Sektörümüzün uluslararası bilinirliğinin artması ve pazarımızın genişlemesi için yurt dışı tanıtım süreçleri büyük rol oynuyor. AİMSAD’ın önderliğinde birçok pazarlama ve tanıtım çalışmaları da yapılıyor. Yine ek olarak uluslararası saygınlığı olan fuarlara katılım ve bu katılımların devletimiz tarafından desteklenmesi bizim için çok önemli. Teşvik uygulamalarının ülkemizin güncel durumuna göre revize edilerek sürekli güncellenmesi ve ihracatçıyı destekleyen politikaların gelişerek devam etmesi sektörümüzün uluslararası alanda gücünü ve yerini sağlamlaştıracak adımlar arasında yer alıyor.

“İthal etmek zorunda kaldığımız ürün grupları üzerine yoğunlaşmalıyız”
Sizce sektörün kalıplaşmış en önemli 3 sorunu nedir? Bu sorunlarla ilgili çözüm önerileriniz var mı?
  • İstihdam
  • Tesisleşme
  • Dışa bağımlılık

Sadece sektörümüz özelinde değil genel üretim sektörünün tümünde bu soruya verilecek ilk cevap yüksek ihtimal ile istihdam olacaktır. İş gücü temini sağlamakta büyük sorunlar yaşıyor, yeni çalışan bulmakta oldukça zorlanıyoruz. Özellikle uygun becerilere sahip çalışanları işe almak ve eğitmek, sektördeki işletmeler için büyük bir zorluk haline geldi. Bu bağlamda firmalara, eğitimli iş gücü temini konusunda destek olunması gerekiyor. Tesisleşme konusunun temeli üretimle paralel ilerliyor. Büyümekte olan firmalar üretimi arttırmak adına yeni tesislere ihtiyaç duyuyor. Sanayi tesislerinin kurulması, beraberinde istihdamı da artırıyor. Aslında tesisleşme istihdam sorunu içinde bir noktaya kadar çözüm olabiliyor. Kurulan tesislerin ulaşılabilirliği de önemli bir konu. Büyümek isteyen firmalar genellikle yüksek kira fiyatlarıyla karşı karşıya kalıyor ve bu durum üretim yapan firmaların büyümesinde negatif yönde etki ediyor. Dışa bağımlılık konusu ise kısa vadede olmasa bile ilerisi için bizlerin karşısına çıkacak büyük bir problem. Üreticilerin ithal etmek zorunda kaldığı ürün grupları üzerine yoğunlaşmamız ve bunları üretime kazandırma yoluna giden bir politika izlememiz gerekiyor. Sektörümüz bazında baktığımızda sürücü, servo motor, kontrol üniteleri gibi ürünlerde hala dışa bağımlıyız. Umarım en kısa sürede bu konuyla ilgili ciddi yatırımlara başlar ve ithal eden durumundan ihraç eden tarafa geçiş sağlarız.

“Son dönemlerde en çok inovasyon ve teknoloji alanına yatırım yapıyoruz”
Gerek şirket yönetiminde gerekse üretimde yeni teknolojilere adapte olmak ve şirketinizi rekabet avantajıyla öne çıkarmak adına uyguladığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Özellikle pandemi dönemi ve sonrasında çalışma hayatlarımızda yeni bir çağ açıldı. İnsanların çalışma hayatına bakış açıları, öncelikler ve teknolojinin kullanımı üzerine çok hızlı ve devrimsel olarak nitelendirebileceğimiz gelişmeler yaşandı. Özellikle uzaktan çalışmanın hayatımıza girmesi ile teknolojik yenilikler bu alana kayarak insanların işlemlerini daha kolay bir şekilde gerçekleştirmesi için olanaklar tanımaya başladı. Son dönemde AI teknolojileri hem sosyal hem de iş hayatımıza girmeye ve etkin bir rol oynamaya başladı. Yine ERP sistemleri de yalnızca şirketin muhasebesini veya üretimini tutan kapalı kutu birer program olmaktan çıkıp 360 derece şirket yönetimini içeren akıllı ve kendini geliştiren yazılımlar olarak bir parçamız haline geldi. Biz de bu yenilikleri sürekli takip ederek şirketimize uygulamak için çaba sarf ediyoruz. Pazarlama alanında yeni sosyal medya düzenini her alanımızda kullanmaya çalışıyor ve bu süreci AI yenilikleri ile birleştiriyoruz. Yine akıllı ERP uygulamaları ile tüm birimlerimizin süreçlerini dijitalleştirerek; kontrolü, çalışma performansını ve verimliliği arttırıyoruz. Rekabet avantajlarını yaratmak adına yatırımlar yapıyoruz. Son dönemlerde en çok yatırım yaptığımız alan inovasyon ve teknoloji diyebilirim. Sektördeki yeniliklere ve teknolojik gelişmelere hızlı bir şekilde adapte olmaya ve şirketimizin rekabet avantajını arttırmaya çalışıyoruz.

Sektördeki 45 yıllık tecrübemizi yeni ürünler, süreçler ve hizmetler üzerine yansıtıp inovasyonumuzu daha değerli hale getiriyoruz. Müşteri odaklı bakış açımızı geliştirerek müşteri memnuniyetini ön planda tutup, müşteri ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunmaya çalışıyoruz. Bu sayede müşterilerin sadakatini arttırmayı hedefleyip, rekabet avantajı sağlıyoruz.

Dinamizm ve yenilik
Genç bir yönetici olarak, ekibinizi motive etmek ve performanslarını artırmak adına uyguladığınız yönetim stratejileri neler?

Genç bir yönetici olarak şirketin sizden en büyük beklentisi dinamizm ve yenilik oluyor. Burada üç ana nokta benim için önem arz ediyor. Bunlardan ilki ekibimle olan etkili iletişim. Açık ve etkili iletişim iyi bir ekip yönetmenin temel taşı konumunda bana göre. Eğer bir ekip iletişim kurmakta zorlanıyorsa diğer bütün faaliyetleri aksamaya mahkum oluyor. Bu nedenle ekibe karşı açık olmak, tüm görüşlere saygı göstermek ve empati yapmak, birlikte çalışmanın anahtarı konumunda. İkinci olarak, açık hedef belirlemek ve o hedefi takip etmek bir diğer performans anahtarı. Ekibe net ve ulaşılabilir hedefler koymak odaklanmayı ve motivasyonu doğrudan arttıran bir konu. Çünkü ekibi tek bir noktaya odaklayabilir ve herkesi o nokta üzerinde düşünmeye sevk edebilirsek, ekip de şirket stratejisine olan katkısını göreceği ve bundan mutlu – motive olacağı için performans ve istek artacaktır. Son olarak ise ekip arkadaşlarımıza kişisel ve mesleki gelişim fırsatları sunmanın performansa direkt etki ettiğini düşünüyorum ve bu konuda aksiyon almaya çalışıyorum. Çalışanlar kendi geleceğini net bir şekilde planlayabildiğinde, yarın ile ilgili soru işaretleri azaldığında çalışma motivasyonları artıyor. Çalışanın kişisel gelişimine ve mesleki gelişimine verilen değer hem sizin için bir değer yaratıyor, hem de çalışanın firmaya bağlılığını arttırıyor. İnsan doğası gereği değer gördüğünü gördükçe verdiği değer ve bağlılığı artıyor.

“Vizyon sizi iyi bir lider olma yolunda başarıya taşıyan önemli bir araç”
İş hayatınızda ilham aldığınız bir lider var mı? Bu liderden öğrendikleriniz nelerdir?

İş hayatımda örnek aldığım bir değil birden çok lider var aslında. Her iyi dediğimiz liderin iyi yönleri ile birlikte kötü yönlerinin de olduğunu düşünüyorum. Sonuçta kimse mükemmel değil. Burada benim için önemli olan iyi analiz edebilmek. Empati duygusu ile yaklaşıp, “Bu durumda, ben ne yapardım?” sorusunu kendine sorabilmek. Daha doğrusu kendi liderlik vasıflarını bulup bunlar üzerine yoğunlaşmak. Günümüzde liderlik, sürekli yeni şeyler üreten veya yeni buluşlar yapan kişilere daha çok yakıştırılıyor. Bence iyi bir liderlik, öncelikle mevcut durumu doğru şekilde yönetmekle başlar. Vizyon sahibi olmak çok önemli. Vizyonunuzun sizi iyi bir lider olma yolunda başarıya taşıyan önemli bir araç olduğunu düşünüyorum. Çünkü çoğu zaman insanlar sizi değil, vizyonunuzu konuşur. Risk alma cesareti, inovasyon odaklı olmak, kararlılık, ekip çalışmasına önem vermek ve açık iletişimi sağlamak bence iyi bir lider olma yolunda en önemli özellikler. Bende elimden geldiğince bu özelliklerimi geliştirmeye önem veriyorum.

“Çalışma saatleri ve özel zamanlar arasındaki farkı iyi benimsemek gerekiyor”
Yoğun bir iş temposu içinde kariyer ve özel hayat dengesini sağlamak adına nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?

Aslında sık sık kendime yönelttiğim bir soru diyebilirim. Ne kadar sağlayabiliyorum bu dengeyi bilemiyorum. Bunu hayatımdaki insanlara sormak gerekir ama bunun için ciddi bir çaba sarf ediyorum. Tahmin edilebileceği üzere kendi işini yapan insanların normalden daha fazla efor sarf etmeleri gerekiyor. Bu nedenle sorumlulukların getirmiş olduğu stres ve denge durumlarını iyi yönetmek gerekiyor. Planlama ve önceliklendirme yaparak iş ve özel hayatınızı dengelemek, planlı çalışarak zamanınızı daha etkili bir şekilde yönetmeniz gerekiyor. Sınırları belirleyip, çalışma saatleri ve özel zamanlar arasındaki farkı iyi benimsemek gerekiyor. Yoğun bir iş temposuna maruz kalınan dönemlerde ufak esnemeler sağlayıp zihinsel ve fiziksel sağlınızı korumak gerekiyor. İş ve özel hayat dengesini sağlamak bazen destek gerektirebilir. Bu durumlarda ailenizden, çalışma arkadaşlarınızdan ve çevrenizden destek almak çok önemli. Kendine zaman ayırmak için gecikmemek gerekiyor çünkü iş hayatının temposu bitmiyor. Kendine zaman ayırmak, hobilerinizle ilgilenmek veya sadece dinlenmek bile çok önemli. Bu sürekli enerji ve motivasyonu sağlamak adına benimsenmesi gereken mutlak bir yaklaşım.

5 yılda 5 hedef
İş hayatınızla ilgili gelecek 5 yıl içindeki en önemli 5 hedefiniz nedir?

Önümüzdeki 5 yıl içerisinde neler değişir bilemiyorum tabii ama benim kendime koymuş olduğum hedefler şunlar;

  • Kariyer ilerlemesi sağlamak
  • Yeteneklerimi geliştirmek
  • Girişimcilik ve inovasyon adına adımlar atmak
  • Uluslararası networking’imi geliştirmek
  • Firmamızın marka ve imajını daha da arttırmak
“Networking içinde bulunduğumuz çağda profesyonel kariyerinizin gelişmesi için önemli bir strateji”
Networking konusunda genç profesyonellere önerileriniz nelerdir?

Networking, aslında çok uzun uzadıya konuşulması gereken ciddi bir konu çünkü ben içinde bulunduğumuz bu çağda profesyonel kariyerinizin yönlenmesi ve gelişmesi için çok önemli bir strateji olarak görüyorum. Özellikle biz gençlerin mutlaka yönelim sağlaması gereken bir durum. Bu konuda aslında herkesin en başta kendini tanıması ve olduğu gibi tanıtması konusunda iyi bir denklem kurmak gerekiyor. Dürüst ve iyi bir imaj oluşturmak kritik önem taşıyor çünkü ilk izlenim çok önemli. İnsanlarla samimi, açık ve dürüst bir iletişim kurmak, profesyonel bir imaj oluşturmak, iş dünyasında güvenilirliğinizi artırmanız için çok önemli adımlar. Sosyal medyayı etkin kullanmak zaten çağımızın her anlamda gereksinimi olmuş durumda. LinkedIn gibi profesyonel sosyal medya platformlarını etkin bir şekilde kullanmak gerekiyor. Profilinizi sürekli güncel tutmak, deneyimlerinizi paylaşmak ve sektörle ilgili içeriklere katkıda bulunmak ve endüstri etkinliklerine katılım sağlamak önemli. Seminerler, konferanslar, etkinlikler ve profesyonel topluluklara katılım sağlayıp yeni insanlarla tanışmak, bilgi alışverişi yapmak ve sektördeki gelişmeleri yakından takip etmek networking için en etkili yollardan birisi bana göre. Mentorluk ilişkilerine de önem vermek gerekiyor. Size rehberlik eden, deneyimlerini paylaşan ve kariyerinizi destekleyen bir mentor edinmeniz profesyonel hayatınızın gelişmesinde çok büyük katkılar sağlayabiliyor. Diğer yandan dinlemeyi bilmek en önemli hususlardan biri. İnsanlarla iletişim kurarken sadece konuşmak yerine, karşınızdakine odaklanıp iyi bir dinleyici olmak ve notlar almak gerekiyor. İnsanların ilgi alanlarına, sorunlarına ve ihtiyaçlarına odaklanarak, onların tecrübelerinden ders çıkarmak gerekiyor. Güncel kalmak ve ilişkileri güncel tutmak gerekiyor. Şunu unutmamalıyız ki networking sürekli bir çaba gerektirir. İlişkilerinizi güçlendirmek ve yeni bağlantılar kurmak için kendinize mutlaka zaman yaratın.