Dijital dünya günümüzde her yaştan, her meslekten insanın içinde olduğu, ikinci bir yeni dünya. Dijital dönüşüme karşı durmak şöyle dursun, sosyal medya ve interneti doğru kullanmak, en az kaliteli ürün ve hizmetler üretmek kadar önemli. Artık tüm kararların internete bakılarak verildiğini söyleyen Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği (TBİD) Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Proje Yöneticisi Arda Çetin, “Günümüzde içerik pazarlaması gitgide daha çok önem kazanmaktadır. Artık insanlar sadece bir reklam değil, bir değer be kliyor. İnsanlara bir değer vermelisiniz. Bu değer de internet ortamında en çok bilgi ve içerik paylaşımıyla gerçekleşebilir” dedi.

Bugün elinde cep telefonu olmayan, sosyal medya hesabı açmamış insan bulmak oldukça zor. İnsanlar sosyal iletişim, alışveriş, araştırma, eğitim gibi alanlarda ihtiyaçlarını çoğunlukla internet ve sosyal medyayla gideriyor. Hal böyle olunca, tüm mesleklerin, sektörlerin bu alana kayıtsız kalması mümkün görünmüyor. Özellikle ticaretle uğraşanlar için internet sınırsız olanaklara sahip. Bununla birlikte, hem bireysel, hem de kurumsal olarak bu alanın nasıl kullanılması gerektiğini bilmek, bir adım öne geçmek için ciddi bir önem arz ediyor. Bireysel olarak, kişisel veri güvenliği ve gizlilik konularında bilgi sahibi olmak, siber suçlar gibi ‘başınızı ağrıtabilecek’ durumlardan korunmak için gerekli. Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği (TBİD) Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Proje Yöneticisi Arda Çetin ile sosyal medyanın nasıl doğru, güvenli ve etkin kullanılabileceğini ve internet ve sosyal medyanın sunduğu olanaklardan nasıl faydalanabileceğimizi konuştuk.

TBİD olarak yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Kasım 2017’de kurulan Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği (TBİD) iletişim, medya ve internet alanlarıyla ilgili çalışmalarımızla toplumsal değişime katkı sunmayı, ulusal ve uluslararası eğitim programlarımız ve projelerimiz ile birlikte bireyleri geliştirmeyi amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Kurulduğumuz günden beri çalışmalarımızda iki ana proje kapsamında devam ediyoruz.

Birincisi; www.dijitalguvenlik.org adresinde yayın yapan web sitemizde, tüm bilişim okuryazarı insanlar için kişisel veri güvenliği, gizlilik, iletişim teknolojileri ve sosyal medya üzerine gelişmeleri paylaşıyoruz. Bunu yanı sıra, düzenlediğimiz etkinliklerde seminer, eğitim ve atölyeler düzenliyoruz.

Diğer projemiz ise www.newslabturkey.org. NewsLabTurkey, bir dijital gazetecilik akademisi haline gelme amacıyla medya alanındaki kurumsal ve bireysel aktörlere ve geleceğin gazetecilerine, gazetecilik pratikleri konusunda eğitim vermeyi ve onları alandaki gelişmelerden haberdar etmeyi hedefliyor. Proje kapsamında dijital hikâye anlatıcılığı, veri gazeteciliği, bilgi güvenliği, sosyal ağ yönetimi ve dijital gelir modelleri gibi alanlarda gazetecilere yönelik içerikler üretiliyor. Ayrıca proje, Türkiye’deki gazeteciler ve gazeteci adaylarının dijital dünyaya entegrasyonuna odaklanıyor.

Türkiye özelinde, internet ve sosyal medyayı ne oranda kullanıyoruz?

WeAreSocial ve Hootsuit tarafından hazırlanan “2018 Küresel Genel Bakış” raporuna göre; internet kullanımı, mobil trafik ve çevrimiçi olma oranları küresel olarak artıyor. Aynı zamanda TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından hazırlanan bir başka rapora göre, internet kullanımı ve internet erişimi de Türkiye’de her geçen yıl artmaktadır. Nisan 2017’de TÜİK Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması 2017 sonuçlarına göre, hanelerin yüzde 80,7’sinin internete erişimi mevcut. Bu oran 2016 yılının aynı ayında yüzde 76,3 idi. Türkiye’nin interneti ne kadar kullandığı kadar, nasıl kullandığı da önem taşımaktadır.

Erkekler interneti daha fazla kullanıyor

Yaş gruplarına ve cinsiyete göre internet ve sosyal medyayı kullanma biçimimizi değerlendirebilir misiniz?

82,4 milyon nüfusa sahip ülkemizde; nüfusun yüzde 72’sini oluşturan 59.36 milyon internet kullanıcısı; nüfusun yüzde 63’ünü oluşturan 52 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı ve nüfusun yüzde 53’ünü oluşturan 44 milyon aktif mobil sosyal medya kullanıcısı var.

Türkiye’deki yıllık dijital değişim istatistiklerine baktığımızda da internet kullanım istatistiklerinde, internet kullanıcılarında yüzde 9, yani 5 milyonluk bir artış görüyoruz. Aktif sosyal medya kullanıcı sayısında da 2 milyonluk bir artış gerçekleşmiş. Aktif mobil sosyal medya kullanıcı sayısı ise, geçen yılla aynı kullanıcı sayısına sahip. 2019 Türkiye sosyal medya kullanıcılarının cinsiyet yaş dağılımına baktığımızda, sosyal medyayı erkeklerin her yaş grubu için daha fazla kullandığı görülmektedir. Genel olarak sosyal medya kullanıcılarının 3’te 1’i, 25-34 yaş grubundadır.

Yaygın medyanın bizlere sundukları ile internet ve sosyal medyanın sundukları arasında, toplumsal hayatı etkileyen ne gibi farklar var?

Araştırma raporlarına ve istatistiklere baktığımızda Türkiye özelinde insanlar internette günde ortalama 7 saat geçiriyor. Bu oran gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında oldukça yüksek.

Facebook kullanıcısı sayısında ilk üç sırayı 250 milyon ile Hindistan, 230 milyon ile İngiltere ve 130 milyon ile Brezilya paylaşırken, Türkiye 51 milyon kullanıcıyla Tayland ile birlikte 8’inci sırayı paylaşıyor. Instagram’da ise Türkiye, yüzde 41’lik nüfus/kullanıcı sayısı oranıyla İsveç’in ardından dünya ikincisi konumunda.

Özellikle 18-35 yaş ortalamasında ‘Artık herkes Instagram kullanıyor, Facebook kullanan kalmadı’ yorumu bulunuyor. Lakin bu nispeten yanlış bir yorum. Zira artık Facebok eski Facebook değil. Kimimiz Facebook’u mesajlaşma için, kimi sayfaları takip etmek için kimileri de Facebook’taki grupları için kullanmaya devam ediyor. Halen hesabı olan birçok Facebook kullanıcısı en azından günde bir defa bakıp çıkıyor.

Sosyal medya olarak sayabileceğimiz; geleneksel medyayla kıyasladığımız ancak salonumuzdaki- eskilerin deyimiyle ‘aptal kutusu’ olan- televizyon ile YouTube’un yarışı ise hız kesmeden devam ediyor. Bu konudaki istatistiklere baktığımızda ise; YouTube, dünyanın ikinci en büyük arama motoru. Google’dan sonra en fazla trafik alan ikinci web sitesi. Kullanıcıları kolektif olarak her yıl 46 bin yıla denk gelen içerik tüketiminde bulunuyor. İnsanlar bir ürünün kullanım kılavuzunu okumak yerine, YouTube öğretici videolarını izlemeyi 3 kat daha fazla tercih ediyor. Türkiye’de video izleme istatistikleri dikkate alındığında, YouTube’da müzik videoları ilk sırada yer alırken, TV kanallarında yayınlanan dizilere ait videolar, çocuk ve bebeklere yönelik eğlenceli videolar, YouTuber olarak nitelenen meslek grubuna ait videolar ve pratik bilgi sunan videolar, izlenme sayılarıyla dikkat çekiyor.

İnternet ve sosyal medyayı nasıl kullanmalıyız?

Araştırma raporları ve istatistiklere baktığımızda, internet ve sosyal medyayı ‘vakit öldürme aracı’ olarak kullandığımız ortaya çıkmaktadır. İçerik üretimi konusunda ise oldukça zayıf durumdayız. Var olan içeriği tüketmeyi seviyor, ancak yeni bir içerik üretmekten kaçınıyoruz.

Hâlbuki günümüzde dijital dünyanın bize kazandırdığı olanaklar o kadar fazla ki. Artık her isteyen bir internet yayıncısı olabilir. İsteyen bir muhabir ya da gazeteci kendi bloğunu oluşturarak, bireysel bir yayıncı olabilir; herhangi bir konuda bilgisi olduğunu düşünen kimse, kendi YouTube kanalını ya da podcast programını oluşturabilir.  El işleriyle uğraşan biri Instagram’da açacağı sanal mağazayla bu üretimini ticarete bile dökebilir. Üstelik tüm bunları yapmak için hiçbir teknik bilgi gerekmiyor. Sadece biraz merak ve Türkçe içerik üreticilerinin paylaştığı bilgileri incelemeleri yeterli.

Sektöre öneriler

Ağaç işleme makinesi sanayicilerine, sosyal medyayı daha doğru ve etkin kullanmaları için önerileriniz var mı?

Günümüzde içerik pazarlaması gitgide daha çok önem kazanmaktadır. Artık insanlar sadece bir reklam değil, bir değer bekliyor. İnsanlara bir değer vermelisiniz. Bu değer de internet ortamında en çok bilgi ve içerik paylaşımıyla gerçekleşebilir. Artık kurumsal web sitesinin yanı sıra, şirketlerin bir blog’u mutlaka ama mutlaka olmalı. Bu blog’ta, sadece şirketteki gelişmeleri (yeni ürün ya da fuar duyurusu) paylaşmanın yanı sıra, hem sektöre dair, hem de ürünlerinin inceliklerine dair bilgiler paylaşılmalıdır. YouTube’un televizyondan fazla izlenen bir araç olduğu unutulmamalı. Sadece tanıtım videoları, fuarlardan stant çekimleri yerine ürünlerine dair ‘nasıl yapılır’, ‘nasıl kullanılır’ videoları, kitleye yararlı bir şekilde ulaşmanın etkili bir yolu olabilir. Müşterilerinin güvenini kazanmış önemli isimlerle çalışarak, içeriklerin yayılması sağlanabilir.

Blog’taki yazı, YouTube’daki video içerikleri mutlaka diğer sosyal medya platformlarıyla desteklenmelidir. Birden çok mecrada yer alarak, müşterilerinizin ya da müşteri adaylarının aklına takılan bütün sorulara yanıt bulabildiği sosyal medya hesapları, aktif ve güvenilir izleyicilerden oluşan bir kitleyi inşa etmenize yardımcı olacaktır. İçerikler yalnızca üretilen platformda kalmamalı. Örnek olarak Facebook’ta oluşturacağınız sayfa ve gruplarla da paylaşılmalıdır. Bu durum daha erişilebilir hale gelmekte önemli bir rol oynamaktadır. Ve unutulmamalıdır ki; tüm markaların sosyal medya dünyasındaki başarısını belirleyen en önemli unsur, sürekliliktir. Bu durum, internet kullanıcıların geri bildirimini önemsemeniz ve sosyal medya varlığını iyileştirmek için aktif ve sürekli bir şekilde çalışmak anlamına geliyor.

Ağaç işleme makinesi sektörü, ürün tanıtımı ve rekabet açısından internet ve sosyal medyayı nasıl kullanmalı?

Derneğimizin sloganı olan ‘Gelecek, dijital dünyayla şekilleniyor’ sözünü tüm sektöre hatırlatmakta fayda görüyorum.

Hepimiz, internetteki varlığımızla, bu yeni iletişim ve paylaşım kültürünü şekillendiriyoruz. Bireylerin ve toplumların kaderini bu yeni bilgi ve iletişim kültürü belirleyecek, belirliyor da…

Artık tüm kararlarımızı internete bakarak veriyoruz. Bir çiçek alacağımız zaman da, yemek siparişi vereceğimiz zaman da, hatta bir mobilya alacağımız zaman da internete bakıyoruz. İnternetteki yorumları okuyor, videoları izliyor ve kafamızdaki soru işaretlerini cevaplamaya çalışıyoruz. Bu davranış biçimi tüm sektörler için geçerli. Dijital dünya hafife alınmamalı, dijital dönüşüm önemsenmelidir. Ancak teknoloji, her zaman olduğu gibi bir araç. Önemserken de bu dönüşümün bir teknoloji dönüşümü olmadığını, insan dönüşümü olduğunu unutmamak gerekiyor.

İnternet ve sosyal medyayı en doğru ve bilinçli kullanan grup kimdir?

82 milyonluk nüfusun 57 milyonu yani yaklaşık yüzde 70’i internet kullanan ülkemizde, interneti bilinçli kullanan kişiler öncelikle özel paylaşımlar yapılırken dikkatli olan, mahremiyeti ortadan kaldıran paylaşımlar yapmayanlardır, diyebiliriz. Dijital güvenlik eğitimlerimizde söylediğimiz bir söz vardır; ‘Bir şeyi bir defa internete koyduğunuzda, bu ömür boyu internette kalır.’ Dolayısıyla platformdan bağımsız olarak, tüm paylaşımlarımızda iki defa düşünmeliyiz. 

İnternette kötü niyetli kişilerin, sosyal medya platformlarını kullanarak gerçekleştirdikleri siber suçlar gün geçtikçe artıyor. Öyle ki, saldırılarılar için sosyal medyayı kullanan bu kişiler, sınırlı güvenlik ve yasalardaki eksiklikten dolayı yılda en az 3,25 milyar dolar kazanıyor. Sosyal medya platformlarında sunulan hizmetlerin çevrimiçi kullanılması, kötü niyetli kişiler tarafından geniş hackleme becerilerine ihtiyaç duymadan kullanıcıları tuzağa düşürmelerini kolaylaştırıyor. Özellikle popüler sosyal medya platformlarında sunulan reklam araçları, kullanıcıları aldatmak için kullanılabiliyor. Bu durum reklamlara tıklayan kullanıcıların farkında olmadan kötü amaçlı yazılımların cihazlarında çalışmasına neden oluyor.

Çocuklarla ilgili paylaşımlar, çocuğun yaşamını deşifre ediyor, ‘ayak izi’ bırakıyor. Bu ayak izi, gelecekte kötü niyetli insanlar tarafından kullanılabilir. Başkalarının yaptığı içerikleri yeniden paylaşmak (report, retweet gibi) bir suça dâhil olmanıza neden olabilir. Takip edilen kişilere ve yapılan yeniden paylaşımlara dikkat edilmeli. Sosyal medya hesaplarında yer alan adres, doğum günü gibi bilgiler, kötü amaçlar için kolayca kullanılabilir. Bu riskin önüne geçmek için, doğum günü veya yaşanılan yer gibi bilgiler online platformlarda yayınlanmamalıdır. Çevrimdışı güvenlik özelinde ise, önemli belgeleri tarayarak ve bilgisayara kaydederek önlem alınabilir. Böylelikle, herşeyin hem dijital, hem de basılı kopyalarına sahip olunacağından, olası bir risk karşısında veri kaybı yaşamanın önüne geçilecektir.