30 yıl önce 12 bin ziyaretçisiyle 1400 m2’lik alanda gerçekleştirilen Ağaç İşleme Makineleri Fuarı’nın bugün 100’ü aşkın ülkeden 70 binin üzerinde ziyaretçiye 42 bin m2’lik alanda ev sahipliği yaptığını açıklayan TÜYAP Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal, “Bugün AİMSAD ile birlikte hazırladığımız Ağaç İşleme Makinesi Fuarı, Almanya ve İtalya’dan sonra AB bölgesinde üçüncü sırada. Her yıl hazırlanır fuarlar içinde de birinci konumda. Demek  ki işimizi iyi yapmışız. AİMSAD ile olan ilişkimiz de bizleri başarıya ulaşmada, başarıyı arttırarak geleceğe taşımada yüreklendiriyor” dedi.

38 yıllık deneyimiyle fuarcılık sektörünün duayeni olarak kabul edilen TÜYAP Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Ünal,  TÜYAP’ın çalışma prensibinin,  temsil kabiliyeti yüksek sivil toplum örgütleri,  mesleki dernekler ile iş birliği yapmak ve onların faaliyetlerini etkili bir şekilde sürdürmelerine katkıda bulunmak olduğunu dile getirerek, “AİMSAD oldukça yeni olmasına rağmen konusuna hakim bir sivil toplum örgütü. İyi işbirliğimiz,  ortak bir dilimiz var.  Bu bizleri başarıya ulaşmada, başarıyı arttırarak geleceğe taşımada yüreklendiriyor. Bu ilişkinin hep artarak devamını diliyorum” diye konuştu.

30 yıl önce 1400 m2’lik alanda gerçekleştirilen fuarın, bugün Ağaç İşleme Makineleri Fuarı için 23 bin 500 m2’ye, İntermob fuarı için 28 bin 500 m2’ye toplamda 42 bin m2’ye ulaştığını dile getiren Ünal, “Yine ilk yılında 12 bin ziyaretçisi olan fuar, bugün 100’ü aşkın ülkeden 70 binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. 2016 yılında fuara 103 ülkeden ziyaretçi katıldı. Bu yıl da fuara 100’den fazla ülkeden ziyaretçi gelecek” dedi.

TÜYAP’ta yaptığımız röportajda, Ağaç İşleme Makineleri Fuarı’nın ilk düzenlenmeye başladığı yıllardan bugünlere kadar geliş hikayesini anlatan Bülent Ünal, fuarın yurtiçi ve yurtdışındaki etkinlikleri ile geleceğe yönelik hedeflerini dile getirdi.

Ağaç İşleme Makinesi Fuarı, bu yıl 30. kez kapılarını açıyor. Geçmişe dönmek istersek, bizlere 30 yıl önce fuarın hangi neden ve hedeflerle düzenlenmeye başladığını kısaca anlatır mısınız?

Ülkemizde orman ürünleri endüstrisi ve onun doğal sonucu mobilya sanayimiz ait olduğu segmentte büyük bir atılım gerçekleştirdi.  İç pazarda ve ihracatta büyük bir ivme yakaladı. 1988 yılında başlatılan Ağaç İşleme Makineleri Fuarı ve ondan 10 yıl sonra gerçekleştirilmeye başlayan İntermob Mobilya Yan Sanayi Fuarları bu gelişmede büyük bir rol üstlendi.  Birlikte yarattıkları sinerji gelişimin en büyük itici gücü oldu. Yeni teknolojileri anında ülkemiz pazarına sunmada çok önemli etken olan bu fuarlar;  gelişmede, tasarımda, verimlilik artışında pazarın hızla büyümesine ve yeni yatırımların yapılmasında belirleyici bir rol oynadı. Türkiye’de mobilya ve yan sanayine yapılan yatırımlar ağaç işleme makineleri sektörünün de önünü açtı. Sektör önce üretmeyi sonra da fuarlar sayesinde satmayı öğrendi. Özellikle yurtdışına satış yapmak fuarlar sayesinde öğrenildi. Fuarlar firmaların ihracat kapısını açtı. Ülkemizde bir işin 30 yıl süre ile her yıl geliştirerek geleceğe taşınması, büyük bir istikrar içinde uygulanması biliyorum ki çok önemsenir bir durum. Büyüyen, devamlılığı olan fuarlar TÜYAP Grubu’nu da büyüttü. Çok önemli fuarcılık yatırımlarını gerçekleştirmede büyük bir güven oluşturdu.

O günden bu güne rakamlarda nasıl bir değişim oldu?

Fuarın gerçekleştirildiği TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi bugün 120 bin m2’lik kapalı alanı ile ülkemizin en etkili, en büyük fuar alanı.  Fuar alanı içine inşa edilen 630 odalı beş yıldızlı TÜYAP Palas Oteli katılımcı ve ziyaretçilerine fuar döneminde büyük bir çalışma konforu sağlıyor. 30 yıl önce 1400 m2’lik alanda gerçekleştirilen fuar, bugün Ağaç İşleme Makineleri Fuarı için 23 bin 500 m2’ye, İntermob fuarı için 28 bin 500 m2’ye toplamda 42 bin m2’ye ulaştı. İlk yıl fuarda 56’sı yabancı 109 katılımcı firma vardı. Yine ilk yılında 12 bin ziyaretçisi olan fuar, bugün 100’ü aşkın ülkeden 70 binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. 2016 yılında fuara 103 ülkeden ziyaretçi katıldı. Bu yıl da fuara her şeye rağmen 100’den fazla ülkeden ziyaretçi gelecek.

Fuarın düzenlenmeye başlandığı ilk yıllarda sektörün durumunu nasıldı, 30 yıllık süreçte gösterdiği gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçmiş 30 yıl içinde dünyamız çok değişti, gelişti;  iş yapış biçimleri, geliştirilen teknolojiler geçmişi güzel hatıralar olarak anmamızı ama bu değişime uyum sağlamamızı gerektiriyor.   Yeni nesil sanayi uygulamaları, dijital dünya, robotlar, avucumuzun içindeki küçük mobil cihazlara sığdırılmış bir yaşam biçimi  geçmişte yoktu.  Bugün  bu değişime uyum sağlayamayan kuruluşları ciddi tehlikeler bekliyor.  Geçmişi unutmadan bugüne bakmak değişime ayak uydurabilmek tüm ilgilileri başarıya taşıyabilecek.

Ağaç İşleme Makinesi Fuarı’nın AİMSAD ile işbirliği çerçevesinde birlikte düzenlenmesi sektöre ve fuara nasıl katkılar sağladı? Bu işbirliğinin yansımalarını bizimle paylaşır mısınız?

AİMSAD oldukça yeni olmasına rağmen konusuna hakim bir sivil toplum örgütü.  TÜYAP’ın  çalışma prensibi  temsil kabiliyeti yüksek sivil toplum örgütleri,  mesleki dernekler ile iş birliği yapmak ve onların faaliyetlerini etkili bir şekilde sürdürmelerine katkıda bulunmak.  İyi işbirliğimiz,  ortak bir dilimiz var.  Bu bizleri başarıya ulaşmada, başarıyı arttırarak geleceğe taşımada yüreklendiriyor ve hep artarak devamını diliyorum.

Fuar, bugün yurtdışında düzenlenen benzer fuarlarla karşılaştırıldığında uluslararası alanda nasıl bir noktaya ulaştı? Gelinen bu seviyenin gelişimine yönelik önümüzdeki dönemde hedefleriniz ve bu hedeflere yönelik projeleriniz nelerdir?

Fuarcılık mesleği tüm dünyada büyük bir rekabeti barındırıyor ve çok dağınık bir iş.   Her yıl dünyamızda 30 bini aşkın fuar yapılıyor;  bu fuarlara 4.5 milyon firma katılıyor ve 260 milyon ziyaretçi hep hareket halinde.  Burada önemli bir soru ortaya çıkıyor.  Biz ne yapmalıyız ki  bizi tercih etsinler? Bugün AİMSAD ile birlikte hazırladığımız Ağaç İşleme Makinesi Fuarı, Almanya ve İtalya’dan sonra AB bölgesinde üçüncü sırada. Hatta İtalya ile başa baş durumdayız. Her yıl hazırlanır fuarlar içinde de birinci konumda. Demek ki işimizi iyi yapmışız ve bunu korumak, geliştirerek geleceğe taşımak hepimizin, gelecek nesillerimizin öncelikli görevi olmalı.

Ağaç işleme makineleri sektörüne yönelik yurtiçi fuarların ilki yine AİMSAD’ın da desteğiyle bu yıl İzmir’de gerçekleşti.  Gelecek yıllarda yurt içi fuarların organizasyonuna ne çerçevede devam edilecek? Fuarın yapısı, amaçları ve sektöre ne gibi katkılar sağlayacağı konularında bilgi verir misiniz?

Bugün gelinen noktada İstanbul kendi bölgesinin,  Avrasya coğrafyasının Dubai ve Moskova ile birlikte üç önemli fuar şehrini oluşturuyor ve çok uluslu fuarlara ev sahipliği yapıyor.  Yatırım malları ve ara malları sergilenmesinde de bu diğer iki şehirden bir hayli önde ve hakim durumda. Bu çok uluslu fuar yanında mahalli, hem yurt içi hem yakın coğrafyamızdan gelecek daha düşük kapasiteli, yeniliklere açık üreticilere de ulaşmak gerek.  Bir fuarın hem uluslar arası pazarı hem de mahalli pazarı vardır. Küçük ölçekli üreticiler çok uluslu bir fuar içinde kendilerini iyi ifade edemiyorlar. Mahalli pazarı da canlı tutmak lazım. Bunun yatkın olduğu merkezlerinden biri olan İzmir’de bu pazarı oluşturmaya çalışıyoruz. Mobilya Türkiye’de çok yaygın bir coğrafyada üretiliyor. Küçük atölyelerin de makineye ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzde bu mahalli fuarlara ihtiyaç var. İstanbul dışında ilk defa İzmir’de yapılan bu uygulamanın sonuçları haklılığımızın kanıtı oldu ve sürdürülebilir olduğu kanaatini tüm ilgililer paylaştı. Anadolu’ya yönelim bu anlamda başarılı olacaktır.

Türkiye’de fuarcılığın son yıllarda geldiği noktayı yorumlar mısınız? Fuarcılık sektörü ülkemizde nasıl bir noktaya gelmiştir? Sektörün nasıl bir noktaya evrileceğine ve geleceğine yönelik öngörüleriniz nelerdir?

Türk firmalarının kendilerini ifade etmede bir sıkıntısı var, özellikle yaptıkları ürünlerini sergilemeleri yönünde fuarların çok büyük faydası var. Dünyada da kabul edilmiş bir durum var ki, tanıtım için en iyi platform fuarlar. Hatta fuarlardan daha önemli bir pazarlama aleti yok diyebilirim. Üstelik daha iyi bir yenisi de icat edilmedi.

Türkiye’de fuarcılık mesleği daha önce de söylediğim gibi kendi coğrafyası için çok önemli.  Türkiye, özellikle İstanbul, dünyada 300’ü aşkın şehirden doğrudan ulaşılabilen çok önemli bir ticari buluşma merkezi. Fuar ziyaretçileri sabah gelip işini yapıp akşam evine dönebiliyor. İnternet sayesinde alınan randevular ve iletişim sayesinde fuarlar daha etkin kullanılıyor. Daha önce sadece dolaşmaya gelen ziyaretçi şimdi direkt fuarda hedefine gidiyor. Sahip olduğu fuarcılık alt yapısı, yetişmiş insan gücü, nitelikli konaklama, eğlence, alışveriş imkanları ile bölgenin vazgeçilmezi.  4 saatlik uçuş ile yaklaşık 1,5 milyar nüfusa etki ediyor.  Bu nüfusun 20 trilyon dolarlık bir ticaret hacmi var ve biz bundan doğru politikalar ile önemli paylar almak durumundayız. Türkiye sanayi mallarının, yatırım ve ara mallarının temininde Türkiye çok önemli bir buluşma noktası. Bugün için dünya fuar faaliyetlerinden ülkemizin payı yüzde 1.5 olarak hesaplanabiliyor.  Ancak, iyi hazırlanmış bir fuar çok çeşitli mesleklere ek iş imkanı sağlıyor ve kendi yarattığı değerin 11-12 katı bir yan değer yaratabiliyor.  İhmal edilebilir bir iş değil.

Son olarak fuarcılık sektöründe yaşanan sorunları ve sizin çözüm önerilerinizi öğrenebilir miyiz?

Fuarların hazırlanmasında fuar kuruluşları kadar fuar katılımcılarının da büyük rolü var.  Fuar katılımcısı firma kendisi için en doğru fuarı seçmeli ve o fuara katılmak için gayret göstermeli ve bir fuar içinde nasıl davranılacağına dair çalışanlarını eğitmeli. Aksi takdirde parası, zamanı, emeği, beklentileri yok oluyor ve çalışanlarının morali büyük bir erozyona uğruyor. Bir fuar katılımcısının sadece ucuz fiyat ile katılım peşinde koşması kendisine sağlayabileceği faydaları baştan engellemesi, alabileceği hizmetleri kısıtlaması demek.  Değerlendirirken bir fuarın geçmişine bakması, eski katılımcıları ile görüşüp bilgi alması, en azından geçmişin kataloglarını incelemesi biliyorum ki iyi bir yol gösterici olacak. Türkiye’de büyük bir fuardan küçük fuarlar oluşturulması gibi bazı girişimler oluyor. Bu küçük fuarların kabul görmesi mümkün değil. 218 tane fuar şirketi var, 470 tane fuar yapıyorlar. Bu 218 fuarın 20 tanesini bir kenara ayırdığımızda geriye kalan fuarların hepsi küçük ölçekli. Bu fuarların hizmet vermeye çalıştığı firmalara hiçbir katkısı yok halbuki. Yurtdışında taşları yerine oturmuş planlı programlı fuarlar yapılıyor. Bu nedenle de yurtdışındaki fuarlar daha çok ses getiriyor.

“Fuar alanı yatırımları yapıyoruz”

Fuarların gelişmelerine bağlı olarak her yıl fuar alanlarının genişletilmesine yönelik yatırımlar yapıyoruz. Bugün fuar alanımız 120 bin metrekareye ulaştı. Dünyada 100 bin metrekareyi aşan fuarlar ayrı bir sınıfta değerlendirilir. TÜYAP’ın bu yapısı, İstanbul’u dünya fuarlar kategorisinde farklı bir noktaya taşıyor. Dünya fuar endüstrisini oluşturan ilk 10 firmanın hepsi Türkiye’de bulunuyor. Potansiyelin yüksek olduğunu gören firmalar,  pazarda yer almak istiyor. Bu da Türkiye’nin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Doğru seçilmiş fuarlar kavramı çok önemli. Firmaların, kendilerine en uygun fuarı seçme zorunluluğu var. Bunu yapmadıkları taktirde o fuar için verdikleri zaman, emek yok olup gider, moralini ve hatta müşterilerini kaybeder. Sektördeki rekabetin içinde yok isen, sektörünün fuarında yer almıyor isen, senin müşterilerinin bir bağlılığı da oluşmuyor. Firmaların fuarlara bu gözle bakması gerekiyor.