Bir önceki yazımızda da belirttiğimiz üzere, artık “yerli ve milli” politikası, devletimizin tüm kurumlarına en ivedi şekilde yayılmaya başladı. Dünya ekonomik dengeleri konuşulurken, para politikalarının yanında en önemli konu coğrafyanızda gerçekleştirilen imalat seviyesidir ve ülkemiz, bu oranın daha üst seviyelere tırmanması için tüm teşvik ve hibe mekanizmalarını başlatmıştır.

Bunun en büyük adımlarından biri olan KOBİ tanımının değişiminden bahsetmiştik. Bunu, özellikle önümüzdeki sayılarda tekrar irdeleyeceğiz. Ancak, çok önemli bir teşvik haberi, geçtiğimiz hafta Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Varank tarafından duyuruldu. KOSGEB aracılığı ile imalat sektöründeki KOBİ’lere çok büyük oranda destekler verilecek. KOBİGEL KOBİ Gelişim Destek Programı çerçevesinde, iş süreçlerini dijitalleştiren KOBİ ve girişimcilere toplam bütçesi 250 milyon TL olan bir program hayata geçti. Başvurular 4 Mart itibarı ile alınmaya başlandı bile. Son tarih 2 Mayıs 2019. O günün sonuna kadar internet üzerinden başvurular alınmaya devam edilecek. Ancak, önceki tecrübelerden de hatırlanacağı üzere, son dakikaya bırakanlar “çoğunlukta” olacağı için siz siz olun hemen KOBİ beyannamelerinizi güncelleyin. KOSGEB veritabanındaki bilgilerinizi güncel tutun ve sistemde görünen KOBİ Danışmanınıza (Devletin resmî uzmanından bahsediyorum. Lütfen sahte danışmanlardan hizmet almayınız. Bu işi yıllardır namusuyla yapan, referansları kuvvetli insanlar ile çalışınız. Tüm istek ve önerilerinizde KOSGEB Müdürlüklerine bizzat gidiniz.) ziyaret gerçekleştirin. Bu konu hakkında muhakkak bilgi masaları kurulmuştur. Hemen KOSGEB müdürlüklerine giderek bu destek hakkında bilgi almaya çalışın. Şu an kuruluş aşamasında olan ve içeriklerini üretmeye devam ettiğim “Girişim Muhabiri” isimli YouTube kanalımda ise bu ve diğer tüm destekleri nasıl alacağınıza dair tüm detayları anlatacağım. Çok az kaldı.

Gelelim bu desteğin içeriğine. Öncelikle bahsettiğim gibi, hedef “imalat sektörü”… Ancak, hizmet sektörü de (özellikle tanıtım, pazarlama, bazı siber güvenlik şirketleri, vb.) dolaylı olarak bu desteğin bir paydaşı oluyorlar. Niyet çok basit: “İşletmelerdeki imalat teknoloji seviyemiz oldukça düşük ve bu seviyenin yükseltilmesi için özellikle günümüzde, uluslararası pazarda kullanılan teknolojik iş süreçlerinin, Türk imalat sektörü ile buluşturulması gerekiyor. İşte bu hedefle, işletmelerini daha verimli ve katma değerli hale getiren veya bu teknolojileri üreten veya geliştiren tüm işletmelere, 300 Bin TL’si hibe 700.000 Tlsi faizsiz kredi desteği geliyor.”

Destek çağrısında, desteklenecek konu başlıkları ise şu şekilde sıralanmış:

1. Büyük Verinin Analitik Yöntemlerle İşlenmesi ve İmalat Sanayinde Kullanımı

2. İmalat Sanayinde Nesnelerin İnterneti

3. İmalat Sanayinde Otonom Robot Teknolojileri

4. İmalat Sanayinde AkıllıSensör Teknolojileri

5. Yapay Zekaya Dayalı Siber Fiziksel Akıllı Fabrika Sistem ve Bileşenleri

6. İmalat Sanayinde Siber Güvenlik

Bu 6 başlık da birbirinden önemli alanlar. Özellikle 6. Maddeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Son dönemde, ülkemizde büyük siber güvenlik konferansları düzenleniyor. BTK’nın çok değerli başkanları, bu önemli konferanslara, her sene büyük destekler veriyorlar ve bazılarına ev sahipliği bile yapıyorlar. Evlerimiz, iş yerlerimiz ve arabalarımıza taktığımız birbirinden markalı alarm ve güvenlik sistemleri, güvenlikli siteler ve daha birçok “endişe ve korku pazarı” ürünleri ile etrafımızı sararken asıl tehlike, bir çığ gibi geliyor. Elimizde tuttuğumuz mobil cihazlar ve bilgisayarlarımız, her an hırsızları cebimizde taşımamıza neden oluyor. Yıllarca oluşturulan değerler ve birikimler, saniyeler içinde buharlaşabiliyor. Bundan dolayı, siber güvenlik alanında yapılacak yatırımlar ve bu alandaki üretim faaliyetleri, şu an devletimizin bir numaralı projeksiyon alanını oluşturuyor.

Bunun yanında; büyük veri, nesnelerin interneti ve son dönemde çok popüler olan robotik teknolojilerin de gelişimi ile imalat sanayisinde çok büyük devrimsel süreçleri görmemize az kaldı. Birçok gelişmeye halihazırda şahit oluyoruz. Ancak bu değişim ve dönüşüme karşı durmak mümkün değil. Bunu gören ülkemizin değerli bürokratları, özel sektör paydaşları ve bilim insanları, bu destek ve hibe mekanizmalarıyla, ülkemiz müteşebbislerinin dikkatlerini çekmeye gayret gösteriyorlar. Çünkü, özellikle cari açık belası ve orta gelir tuzağı, ancak bu gibi üretim teknolojilerinin gelişimi ve katma değerli üretim süreçleri ile bertaraf edilebilecektir. Bundan dolayı, bu desteğin maddi değeri yanında manevi öneminin de çok büyük olduğunun altını tekrar çizmekte fayda görüyorum.

Bu sayfaları okuyan değerli imalat sanayicilerimizin ve müteşebbislerimizin de özellikle bu destek programına kayıtsız kalmayarak, üzerlerindeki atalet ve endişe bulutlarını dağıtmalarını ve hemen bu işi bilen bir danışman eşliğinde veya şirket içindeki bir profesyonelle KOSGEB’in kapısını çalmalarını ve detaylı bilgilendirmeyi alarak Mayıs’a kadar planlamalarını yapmalarını ve bu destek programından mahrum kalmalarını temenni ediyorum.

Bereketli, huzurlu ve bol kazançlı işler dilerim.