Malezya diğer Uzakdoğu ülkeleri gibi ihracata dayalı sanayileşme prensibini benimsemiş olmasına rağmen onlardan farklı olarak yabancı yatırım çekmeye daha çok önem veriyor. Çin başta olmak üzere çevresindeki ülkelerle rekabet halinde olan ülke, bu nedenle bilgi tabanlı bir ekonomi hedefine paralel olarak yüksek bilgi içerikli sanayilere ve yüksek katma değerli imalat sanayine yatırım çekme konusunda çalışmalar yapıyor. Bu yıl yüzde 40’ı yabancı toplam yaklaşık 200 milyar Ringgit (Rm) yatırım bekleyen Malezya’nın Türkiye’ye ise doğrudan yatırım konusunda özel ilgisi var. Malezyalı şirketler 2016 yılında Türkiye’ye 2.63 milyar dolar yatırım yaparken, Malezya Türkiye ile ticaret yapan ülkeler sıralamasında 41’inci sıradan 31’inci sıraya yükseldi.

Güneydoğu Asya’da 18 binden fazla adanın birleşmesiyle oluşan Malezya, doğu ve batı olarak iki kara parçasına ayrılmış, 13 eyaleti olan federal bir devlet. Eyaletlerinin 11’i Malezya yarımadasında ve ikisi Borneo Adası’nda bulunan Malezya, meşruti monarşi altında parlamenter demokratik sistem ile yönetiliyor. Federal bir devlet olduğu için her eyaletin kendine ait yasama meclisi ile “chiefminister”in başkanlığında bir hükümeti bulunuyor. Ayrıca 9 eyalette de sultan var. Penang, Melaka, Sabah ve Sarawak eyaletlerinde ise vali idarenin başında yer alıyor.

Ülkenin kısa tarihçesine baktığımızda Malezya’da, Çin ve Hindistan ile olan güçlü ticaret bağları sebebiyle bir Hindu-Budist döneminin yaşandığını görüyoruz.
XIII. yüzyılda ise Arap ve Hint tacirlerinin etkisi ile İslam dininin yayıldığı Malezya’da o dönemde yönetenlerin İslam dinini seçmeleri nedeni ile Malaylar arasına İslam dini yerleşti. 1511 yılında Portekizliler, 1641’de Hollandalılar, 1824 yılında ise İngilizler ülkeyi sömürgeleri haline getirdiler. 18. ve 19. yüzyıllarda ise Britanya’nın egemenliğinde olan Malezya, II. Dünya Savaşı sırasında Japonya tarafından işgal edildi. Britanya’nın egemenliğindeki Malay bölgeleri ise 1948 yılında birleşerek kurdukları ‘Malay Federasyonu’ ile 1957 yılında Britanya’dan bağımsızlığını kazandı. 1961’de Malezya Başbakanı Abdurrahman, Güneydoğu Asya’daki İngiliz kolonilerinin bir federasyon halinde birleşmesi fikrini ortaya attı. Federasyon Malezya, Singapur, Saravak, Sabah ve Brunei sultanlıklarının katılımı ile İngiltere, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD’nin desteğiyle 16 Eylül 1963’te kuruldu. Federal devlete Brunei Sultanlığı dışında bahsi geçen bütün devletler katıldı ve yeni federasyon Malaysia (Büyük Malezya) diye adlandırıldı. 1965 yılında ise Singapur federasyondan ayrıldı.

Malezya Güneydoğu Asya ülkeleri içinde yıllık kalkınma oranı en fazla olan ülkelerden biri. Dünya Bankası, “yüksek derecede açık, orta üstü gelirli bir ekonomiye sahip” diye tanımladığı Malezya için “Ama fakirlik hâlâ var ve gelir adaletsizliğinde komşularına göre kötü durumda…” uyarısını da ekliyor. Güneydoğu Asya’nın dördüncü büyük ekonomisi olan ülke, dünyanın da 35. büyüğü olarak karşımıza çıkıyor. 1970’lerde komşuları Asya kaplanlarını taklit etmeye karar veren Malezya, tarım ve doğal kaynaklara dayalı ekonomiden üretim temelli ekonomiye geçti. Önceleri kauçuk ve kalaya bağlı kalan ekonomisi, 1980 yılından sonra daha başka alanlara da yöneldi. Bugün GSYİH’nin yüzde 40’ının üretimden geldiği ülke, elektrikli aletlerden elektronik parçalarına, palmiye yağından doğal gaza kadar geniş alanda üretim yapmakta. İslami bankacılık ve finansın dünya merkezi olan Malezya, 2000-2008 arası yıllık ortalama yüzde 5,5 büyüme yakaladı. 2009 krizinde sallansa da 2010’dan beri ortalama yüzde 5,7 oranında büyüdü.

Sanayide Güneydoğu Asya ülkeleri arasında ileri seviyede

Malezya, ekonomik açıdan kendi kendine yeten bir ülke. Enflasyonu düşük, güçlü bir sermaye yatırımına sâhip ekonomisi, sürekli gelişme içinde. Maden bakımından zengin bir ülke olan Malezya, kalay üretiminde dünya birincisi olması nedeniyle dünya kalay üretiminin yüzde 70’ini karşılıyor. Diğer önemli madenlerini ise demir, boksit, petrol, manganez, altın, tungsten ve titan oluşturuyor. Sanayide Güneydoğu Asya ülkeleri arasında ileri bir seviyede olan ülkede, petrol arıtma tesislerinin yanı sıra otomobil, dayanıklı tüketim malları, tekstil ürünleri, çeşitli gıda maddeleri, çimento ve diğer inşaat malzemeleri, mobilya ve ağaç ürünleri, kâğıt ve kırtasiye malzemeleri, kimyasal maddeler, gübre, kauçuk, plastik eşya, toprak ve madeni eşya, mekanik araçlar, elektrik gereçleri, ilaç, palmiye yağı gibi üretim yapan çok sayıda fabrika faaliyet gösteriyor. İmalat sanayisinin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı yüzde 27 iken, çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 18’i sanayi sektöründe çalışıyor.

İhracat ürünlerinin başında kalay, kauçuk, demir filizi, boksit, kereste, teneke kutu ve palmiye yağı geliyor. Ülke dışından ise makine, kimyevi maddeler, teknik araç ve gereçler alıyor. Balıkçılık ve turizmin önemli gelir kaynakları olduğu ülke, aynı zamanda orman ürünleri bakımından zengin; özellikle kerestesi oldukça talep görüyor.

Hükümetin politikası, ihracattaki yerli katma değeri artırmak…

Malezya’nın 2015 yılında milli geliri yüzde 5,5 oranında bir artış gösterdi ve bu dönemde özel tüketim ise yüzde 7,0 arttı. Elektronik ürünlerin en önemli ihracat kalemi olduğu ülkede, üretim ağırlıklı olarak ithal ara mallara bağımlılık bulunuyor. 2020 yılında gelişmiş ülke statüsüne geçme hedefinde olan Malezya, ihracattaki yerli katma değeri artırmayı hükümet politikası olarak uygulamakta. Buna karşın, elektronik ürünlerin çok büyük oranda ihracat amaçlı üretilmesi küresel talepteki dalgalanmalara karşı sanayiyi hassas bir duruma sokuyor.

Yeni hükümet önümüzdeki 5 yıllık dönemde 2 yol haritası çerçevesinde hareket etme kararı aldı. Yol haritalarının hedefleri Malezya’nın gelir düzeyinin artırılması ve 2020 itibariyle Malezya’nın yüksek gelirli bir ülke haline gelmesi… Yol haritalarının birincisi olan “Kamu Transformasyon Programı”nın; yolsuzlukla mücadele, eğitim sisteminin geliştirilmesi ve kırsal altyapının iyileştirilmesi gibi 7 hedefi var. 2. plan ise Ekonomik Transformasyon Programı… Bu programda turizm, palm yağı tarımı gibi ekonomik büyümeyi artırma potansiyeli yüksek 12 alan belirlenmiş durumda.

Geçen yıl beklentileri aştı

2017’de yüzde 5,9 büyüyen Malezya ekonomisi, geçen yılı beklentilerin üzerinde büyüyerek geçirdi. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) ile ölçülen ekonomik büyüme, 31 Aralık 2017’de sona eren dördüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleşti. Resmi öngörülerde, GSYİH büyümesi 2017’de yüzde 5,2-5,7 arasında iken, dördüncü çeyrek ve tam yıllık GSYİH performansı, piyasa beklentilerinin biraz üzerinde oldu. Enflasyon baskısının hafifletilmesi, iç talebin güçlenmesi ve dış talebin iyimser olması; 2017 yılı genelinde GSYİH performansını arttıran önemli etkenler arasında yer aldı. Ancak ekonomistler 2018 yılında bu oranın yakalanmasının zorluğunu vurguluyor. Ekonomistler, 2017’de büyümenin üç yılın en yüksek seviyesine ulaşmasının ve yüzde 5’in üzerine çıkmasının akabinde, 2018’de büyümenin biraz daha düşük olacağını söylüyor.

Buna rağmen Malezya Merkez Bankası 2018 büyüme beklentisini yükseltti. Bank Negara Malezya, Malezya’nın ekonomik büyüme tahminini daha önceden yüzde 5-5,5 aralığında öngörürken bu oranı yüzde 5,5-6,0 aralığına yükseltti. Merkez Bankası, 2017 Yıllık Raporu’nda, iyimser görünümün, iç talepten ve temel ekonomik sektörlerde devam eden genişleme ile cari işlemler fazlasını sağlayan ihracatın güçlenmesinin devam etmesinden kaynaklandığını söyledi. Geçtiğimiz yıl yüzde 3,7 oranında gerçekleşen enflasyonun 2018’de yüzde 2-3 aralığında olması bekleniyor.

Fitch, Malezya’nın kredi notunu teyit etti

Fitch Ratings’den yapılan açıklamada, Malezya’nın uzun vadeli döviz cinsinden “A-” olan kredi notu ve “durağan” olan not görünümünün teyit edildiği bildirildi. Malezya’nın 2016’da yüzde 4,2 olan ekonomik büyümesinin, geçen yıl yüzde 5,9’a yükselerek beklentileri aştığı hatırlatılan açıklamada, ülkede ekonomik büyümenin 2017’de güçlü iç talep ve ihracat tarafından desteklendiği, bu yıl ve 2019’da ise ekonomik büyümenin güçlü seyretmesinin beklendiği kaydedildi. Ülkede ağustos ayında genel seçimin yapılacağına işaret edilen açıklamada, seçim sonucunun ekonomik politikada dikkate değer bir değişime neden olmasının beklenmediği belirtildi.

Moody’s de Malezya’nın GSYİH’da büyümesini sürdürmesini bekliyor. Malezya’nın 2017 yılındaki GSYİH büyüme performansını 2018’de devam ettireceğini vurgulayan derecelendirme kuruluşu yaptığı açıklamada, Malezya’nın (A3 istikrarlı) kredi profilinin geniş ve çeşitlendirilmiş ekonomisi, doğal kaynaklar ve sağlam orta vadeli büyüme potansiyeliyle desteklendiğini kaydetti.

İhracat 2017’de yüzde 19,4 arttı

Özel tüketim, harcamalar bakımından ekonomik büyümenin en büyük faktörü olsa da dış ticaret, önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Malaysia Ministry of International Trade and Industry tarafından yapılan açıklamada; dış ticarette 2017 yılında son 13 yıldaki en büyük artış oranına ulaşıldı. Bir önceki yıl 1,486 trilyon Rm olan ticaret hacmi, 2017 yılında yüzde 19,4 artışla 1,774 trilyon Rm’ye (yaklaşık 412,5 milyar dolar) ulaştı.

2017 yılı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 18,8 artarak 935,4 milyar Rm (yaklaşık 217 milyar dolar), ithalatı ise yüzde 19,9 artarak 838,1 milyar Rm (yaklaşık 194,9 milyar dolar) olarak gerçekleşti. Yaklaşık 20 yıldır dış ticaret fazlası veren Malezya’da 2017 yılında da aynı süreç devam etti ve ekonomi 97,3 milyar Rm (yaklaşık 22,6 milyar dolar) dış ticaret fazlası verdi.

Ülkenin dış ticareti 2018’in ilk ayında da artış gösterdi ve toplam dış ticaret ocak ayında 39,42 milyon dolar oldu. Malezya İstatistik Kurumu’na göre bir önceki yılın ocak ayına göre ihracat yüzde 18 artarken, ithalat yüzde 11,5 oranında artış gösterdi ve dış ticaret dengesi yine fazla verdi. 2107 Ocak ayında ihracat 17,75 milyon dolar iken 2018 Ocak ayında bu rakam 20,94 milyon dolar oldu. İthalatın da 2018 Ocak ayında 18,48 milyon dolar olması ile dış ticaret dengesi 2,45 milyon dolar şeklinde fazla verdi.

Yabancı yatırımı çekmek için engelleri azaltıyor

Malezya diğer Uzakdoğu ülkeleri gibi ihracata dayalı sanayileşme prensibini benimsemiş olmasına rağmen onlardan farklı olarak yabancı yatırım çekmeye daha çok önem veriyor. Yabancı yatırım çekmek için yabancı yatırımın önündeki engelleri en düşük düzeye indiriyor. Yatırımların iznini MIDA-Malaysian Industrial Development Authority (Malezya Sanayi Geliştirme İdaresi) veriyor.

Son yıllarda Malezya, gelişmiş ülkelerdeki şirketlerin bazı operasyonel faaliyetlerini düşük maliyetli merkezlere kaydırma eğiliminden oldukça faydalandı. Doğrudan yabancı yatırım akışının büyük bir kısmı imalat sanayine yönelmiş olsa da son yıllarda hizmetler sektörünün aldığı pay devamlı artıyor. Bununla beraber, yabancı yatırımı çekmek için Malezya, özellikle Çin olmak üzere bölgesel rakipleri ile rekabet halinde. Bu nedenle de Malezya, bilgi tabanlı bir ekonomi hedefine paralel olarak yüksek bilgi içerikli sanayilere ve yüksek katma değerli imalat sanayine yatırım çekme konusunda çalışmalar yapıyor.

Bu yıl 200 milyar Rm yatırım bekliyor

Malezya’nın 2018 yılında, 2017’deki 197,1 milyar Rm’ye kıyasla küçük bir artışla yaklaşık 200 milyar Rm (yaklaşık 50 milyar dolar) yatırım beklediği açıklandı. Malaysian Investment Development Authority (MIDA) tarafından yapılan açıklamaya göre; yapılacak yatırımların yüzde 60’ının yerli, kalanının yabancı yatırım olması bekleniyor.

Bu arada Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanı Datuk Seri Mustafa Mohamed, 2017 yılında dokuz firmanın Malezya’yı bölgesel üs olarak tercih ettiğini, bu yıl ise 12 şirketin benzer hedefi olduğunu kaydetti. Bakan, Malezya’nın 2017 yatırım performansını sunarken, “Ekonomik temellerimiz güçlü olduğu için Malezya’nın hem yerli hem de yabancı doğrudan yatırımları çekmeye devam edeceğinden eminiz. Yetenekli bir işgücüyle, istikrarlı ve destekleyici bir iş ortamımız var; yerimiz stratejik ve yaratıcılığı ve yeniliği benimsemiş etkili bir hükümete sahibiz” dedi.

Serbest bölgeler, yabancı yatırımcı için ideal

Malezya’da serbest bölgelerde yüzde 100 yabancı sermayeli şirket kurulmasına imkan tanınmakta olup, öncelikli statü, vergi muafiyetleri, yatırım indirimleri ve diğer bazı devlet destekleri uygulanıyor. Malezya’da hali hazırda 14 adet serbest bölge var. Bu bölgeler, temel olarak lojistik, ticaret veya paketleme ve montaj gibi üretim gerektirmeyen aktiviteleri içeriyor.

Öte yandan; Malezya’da minimal gümrük formalitelerinden ziyade, ihracata dayalı üretim yapan firmaların üretim sürecinde hammadde, ara mamul, makine ve ekipman ihtiyaçlarının gümrüksüz olarak temin edilmesini sağlayan ve nihai ürünlerin ihracında en az düzeyde formalitenin uygulandığı, temel olarak ihracata dayalı üretim merkezleri olarak tanımlayabileceğimiz Serbest Endüstri Bölgeleri (Free Industrial Zones) bulunuyor. Serbest bölgeler gibi aynı kuruluş esaslarına bağlı olan bu bölgelerde üretim yapan firmaların üretimlerinin en az yüzde 80’ini ihraç etmeleri gerekiyor. Malezya’da hali hazırda 19 adet Serbest Endüstri Bölgesi bulunuyor. Malezya’da en önemli Serbest Bölge ve Serbest Endüstri Bölgeleri, Penang ve Klang bölgesinde toplanmış durumda. Malezya hükümetinin yatırımcılar için yaptığı bir diğer çalışma ise 1990 yılında Labuan’ı vergi cenneti olarak ilan etmesi oldu. Bu bölge, offshore bankacılık, sigortacılık, emanet fonu yönetimi gibi faaliyetlerin yer aldığı bir uluslararası offshore bölgesi olmasının yanı sıra petrol şirketleri içinde bir üs halinde. Ancak, petrol ve gemicilik sektöründe faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin offshore faaliyetleri yerine getirmesine izin veriliyor. Labuan bölgesinde, ticaret dışında elde edilen gelirler vergi muafiyetine tabii iken, ticari faaliyetlerden elde edilen gelirlerden elde edilen net karın yüzde 3’ü oranında vergi alınıyor.

Serbest ticaret anlaşması ikili ticareti artırdı

Gelişmekte olan ülkeler arasından doğal zenginlikleri ve teknoloji odaklı üretim teknikleri ile güçlü bir ekonomiye sahip olan Malezya ile Türkiye arasındaki toplam ticaret hacmi 2017 yılının Ocak ve Temmuz dönemlerinde geçen yıla göre yüzde 64 artarak 1.62 milyar dolara yükseldi. Buradaki en büyük etkiyi ise 2015 yılında hayata geçirilen serbest ticaret anlaşması sağladı. Serbest Ticaret Anlaşmasının Ağustos 2015 itibariyle yürürlüğe girmesiyle birlikte Malezya ve Türkiye, ticareti yapılan ürünlerin yüzde 70’inde gümrük vergilerini kaldırdı. Bu oran 8 yılın ardından yüzde 86’ya çıkacak. Türk ithalatçıları, Malezya’dan aldıkları tekstil, elektrik elektronik, demir-çelik, makine, ahşap, deri, palmiye yağı ve plastik ürünlerde gümrüksüz tarifeden faydalanıyor.

Hedef, 2020’de ticareti 5 milyar dolar seviyesine çıkarmak

Malezya Ticaret Ajansı tarafından düzenlenen ikili görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Malezya Uluslararası Sanayi ve Ticaret Bakanı Dato Sri Mustapa Mohamed, iki ülke arasındaki ticaret hacmini 2020 yılında 5 milyar dolar seviyesine çıkaracaklarını ifade etti. Sanayi ve Ticaret Bakanı Dato Sri Mustapa Mohamed, “İki ülke arasındaki potansiyel sektörlerdeki işbirliğini artırmak istiyoruz. Eğitim, turizm, sağlık, gıda, enerji ve savunma sanayi konuları başta olmak üzere daha birçok alanda işbirliğini geliştirmeyi düşünüyoruz” dedi.

Türkiye’yi önemli bir partner olarak gördüklerini ifade eden Malezyalı Bakan, “İşadamlarımız yurtdışında yatırım arıyor. Türkiye de gelişmekte olan pazarlara yakınlığı dolayısıyla bizim için öncelikli pazarlardan biri. Türkiye’de çok üst düzey şirketlerle görüştük ve karşılıklı işbirliği geliştirmek istiyoruz. Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen Malezyalı şirketlere, Türkiye’nin jeopolitik konumundan bahsediyoruz. Avrupa ve Ortadoğu’ya bu kadar kolay açılabilecek bir kapı yok” diye konuştu.

“İhracatımız yetersiz”

DEİK Türkiye-Malezya İş Konseyi Başkanı Süheyla Çebi Karahan ise, Malezya ve Türkiye arasındaki ticari işbirliğinin artması gerektiğine işaret ederek, “Malezya’nın 30 milyon, Türkiye’nin 79 milyon nüfusu var. Malezya’nın ihracatı 177 milyar dolar, ithalatı 144 milyar dolar. Türkiye’nin dünyaya ihracatı 144 milyar dolar, ithalatı 207 milyar dolar. İki ülkenin toplam dünyayla ticaret hacmi 663 milyar dolar. Fakat iki ülkenin birbiriyle ticaret hacmi 1 milyar 700 milyon dolar ve bu miktar çok düşük. Acilen iki taraflı bunları artırmamız lazım. Malezyalı iş dünyası bizden çok daha başarılı. Çünkü bu 1 milyar 700 milyonun 350 milyon dolarını biz satmışız, 1 milyar 350 milyon doları ise onlar bize satmış” dedi.

Malezya halkının Türkleri çok sevdiğini belirten Karahan, Malezya’nın Türkiye için önemli bir kapı olacağını dile getirdi. Karahan, “Malezya’nın çok iyi çalışan bankacılık sistemleri var, finansal kaynakları oldukça fazla. Ciddi fonların olduğu, tabiri caizse paranın üzerinde oturan bir ülke olduğunu söyleyebilirim. Ticari olarak güçlü bir hukuk sistemi var. Korkmadan gidebilirsiniz. Türkiye Malezya arası uçuş mesafesi 10,5 saat ancak haftada 10 uçak seferi var hatta bazen günde 2 sefer uçuş yapılabiliyor. Malezya Dünya Bankası’nın iş yapabilirlik listesinde 18. sırada bulunuyor. Nüfusunun büyük bölümü Müslüman ve işsizlik oranı yüzde 3. Bunlar bizim için avantaj ve bunları değerlendirerek Malezya’ya gitmeliyiz” diye konuştu.

Malezya’da iş yapabilmek için sabırlı olmak gerektiğini de kaydeden Karahan, Malezya ile tarım, gıda, inşaat, savunma sanayi, bilgi, iletişim ve uzay teknolojileri gibi pek çok konuda işbirliği yapılabileceğini sözlerine ekledi.

Başlıca ihracat kalemleri: Elektronik entegre devreleri ve mikro montajları, petrol gazları, petrol yağları, ham petrol, palmiye yağı ve kesir, ham petrol yağları, kauçuk, otomatik veri işleme makineleri, optik okuyucu, vb.
Başlıca ithalat kalemleri: Elektronik entegre devreleri ve mikro montajları, sentetik petrol yağları,ham petrol yağlar, transistörler ve sim cihazlar yarı iletken diyot; hatlı telefonlar için elektrik aksamları.
Başlıca ihraç ürünlerimiz: Motorlu kara taşıtları, traktörler, bunların aksam ve aksesuarları, mineral yağlar ve türevleri, demir-çelik, makine ve cihazlar, bor ve boratlar, halı, gıda transformatör ürünleri.
Başlıca ithal ürünlerimiz: Palmiye yağı, hindistan cevizi, kauçuk ve kauçuk ürünleri, elektronik devreler, sentetik lifler.

Kaynak: Dışişleri Bakanlığı

Dünya palm yağı üretiminin yüzde 85’ini gerçekleştiriyor

Hâlihazırda dünyanın en büyük palm yağı üreticisi konumunda bulunan ve Endonezya ile birlikte dünya palm yağı üretiminin yüzde 85’ini gerçekleştiren Malezya, ayrıca Tayland ve Endonezya’nın ardından dünyanın en büyük üçüncü kauçuk üreticisi durumunda bulunuyor. Malezya’nın ayrıca 3,5 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 1.3 trilyon metreküp kanıtlanmış doğalgaz var. Malezya ülke ihtiyacının yüzde 80’ini petrol rezervlerinden karşılayabilecek durumda bulunmasına karşılık ülkede çıkan petrol kaliteli olduğundan ihraç edilmekte ve ülke kendi ihtiyacını ithalat ile karşılamakta. Ayrıca Malezya Katar’dan sonra dünyanın ikinci büyük LNG (likid doğal gaz) ihracatçısı konumunda yer alıyor.

Yatırımlar karşılıklı…

Türkiye’ye doğrudan yatırımda bulunma konusunda Malezyalıların özel ilgisini görmek mümkün. Malezyalı şirketler 2016 yılında Türkiye’ye 2.63 milyar dolar yatırım yaparken, Malezya Türkiye ile ticaret yapan ülkeler sıralamasında 41’inci sıradan 31’inci sıraya yükseldi.

Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın işletmesini Malaysia Airports Holdings Berhad adlı şirket tek başına üstlenirken, Acıbadem Hastaneleri, Acıbadem Sigorta da Malezya şirketlerine geçti. Bunun dışında, en az 30 dolayında Malezya şirketi, başta KKTC ile Türkiye arasında Akdeniz’in altından geçen boru hattı gibi büyük projeler olmak üzere birçok projeye yatırımlar yaptı ve çalışmalarını sürdürüyor.

Evyap Sabun, Gunung Fiber Optik, Ainosa Industries gibi pek çok kuruluş da Malezya’da iş yapıyor. Turkom-Seramik şirketi diş protezleri alanında yatırım yaptı ve faaliyetlerini sürdürüyor. Nurol Holding, zırhlı araç satışında oldukça aktif durumda. Türkiye’nin önde gelen hücumbot üreticilerinden Yonca-Onuk, Malezya’da Baustead Naval Shipyard SDN BHD ile MYO Marine SDN BHD isimli ortaklığa gitti. Eroğlu Giyim Sanayi adlı şirket, Collins ve Loft markalarının bayiliklerini veriyor. Dimes meyve suları bayilikler veriyor. Soyut-Wind adlı şirket de Malezya’ya rüzgar enerjisi yatırımı yapıyor. Bunun gibi pek çok sayıda Türk şirketi Malezya’da işbirliği ve satış için yoğun temas içindeler.

Ticareti Etkileyen Kültürel Faktörler

  • Malezya iş kültürü Çin ve Hint kültürünün etkisi altında kalmıştır. İşadamları, etnik kökenine bakmaksızın, bildikleri kişilerle iş yapmayı tercih ederler. Karar verme sürecinden önce defalarca Malezya’ya seyahat edilmesi gerekebilmektedir.
  • Kedah, Kelantan ve Terengganu eyaletlerinde cuma günlerinin yanı sıra perşembe öğleden sonraları da Müslüman kesim için haftalık tatil günlerindendir.
  • Pazar günü ise bu eyaletlerde çalışma günüdür. Diğer eyaletlerde ise Cumartesi-Pazar tatili uygulaması vardır.
  • Bahasa Malaysia ülkenin milli ve resmi dilidir, fakat ticaret ve sanayide İngilizce yaygın olarak kullanılmaktadır.
  • Ülkenin uzaklığı ve Malezya ile Türkiye arasında düzenli taşımacılık seferlerinin olmamasından kaynaklanan nakliyedeki fiyat belirsizlikleri ihracatçılarımıza sorun yaratmaktadır.
  • Malezya’da iş görüşmesi yaparken kartvizit alışverişi çok önemlidir. Kartvizitler mümkünse kabartılmış biçimde ve İngilizce dilinde hazırlanmalıdır. Malezyalı iş adamlarının büyük bir kısmı Çinli oldukları için kartın diğer yüzünün Çince hazırlanmasında fayda vardır. Kartvizitin iki elle birlikte sunulması nezaket göstergesidir.
    Kaynak: T.C. Dışişleri Bakanlığı – T.C. Ticaret Bakanlığı

Malezya’nın ağaç işleme makineleri ithalatı son 3 yıldır artıyor

Dünyanın en büyük 10 mobilya üreticisinden biri olarak 160’dan fazla ülkeye ihracat yapan Malezya’da ağaç işleme sektörü gelişimini sürdürüyor. Ülkenin 2016 yılında 7,8 milyar Rm olan mobilya ihracatı 2017’de 10,14 milyar Rm’ye ulaştı. Ağaç ürünleri ihracatı bu rakam içinde yüzde 80’lik bir payla 8,1 milyar Rm’ye yükseldi. Malezya, 2020 yılında sektör ihracatını 12 milyar Rm’ye çıkarmayı hedefliyor.

Ağaç işleme makineleri sektöründe Malezya ile Türkiye arasındaki ticarete baktığımızda yıllar itibarıyla bir artışın olduğu dikkat çekiyor. Malezya’nın Türkiye’den yaptığı ağaç işleme makineleri ithalatı son 3 yıldır artış gösteriyor. 2015 yılında 279 bin dolarlık, 2016 yılında 488 bin dolarlık makine ihraç eden Türkiye, geçen yıl ise bu rakamı 521 bin dolara çıkardı.

Malezya’nın Türkiye’den ithalatı en çok testere makinelerinde gerçekleşiyor. Türkiye’de 2017 yılında 220 bin dolarlık testere ithalatı yapan Malezya, aynı yıl ülkemizden 129 bin dolarlık planya, freze veya keserek kalıplama makineleri satın aldı.

Malezya’ya ‘Çeşitli Makine İşlemlerini Bu İşlemler Arasında Alet Değiştirmeden Yapan Makineler’ ile ‘İşleme Merkezleri’ alanında bugüne kadar hiç satış yapılmazken; taşlama, zımparalama veya parlatma makinelerinde 2017 yılında hiç satış gerçekleştirilmedi. Geçen yıl Türk makine sektörü Malezya’ya bükme veya birleştirme makinelerinde 18 bin dolar, delik açma veya zıvanalama makinelerinde 80 bin dolar, yarma, dilme veya soyarak yaprak halinde açma makinelerinde ise sadece bin dolarlık satış yaptı.