Dünyanın en fazla petrol üreten 5. ülkesi konumunda bulunan, 115 yıllık rezerve sahip Körfez ülkesi Kuveyt, son yıllarda başlattığı altyapı yatırımları ve dev projelerle bölgede iş, ulaşım ve kültür merkezi haline gelmeye ve “petrol zengini” tanımının ötesine geçmeye çalışıyor. 2035 Kalkınma Planı çerçevesinde petrole dayalı ekonomisini, özel sektörün ağırlıklı olacağı, finans ve ticaretin öne çıkacağı bir yapıya dönüştürmeyi amaçlayan Kuveyt, Türk iş dünyası için de ticaret, yatırım ve müteahhitlik sektörlerinde ciddi işbirliği imkânları sunuyor.

Arapça’da “su kenarındaki kale” anlamına gelen ‘akwat’ kelimesinden ismini alan Kuveyt, Arap Yarımadası’nın küçük ama zengin bir petrol ülkesi. Arabistan Yarımadası’nın kuzeydoğusunda, Basra Körfezi kıyısında yer alan Kuveyt, 17 bin 818 kilometrekarelik yüzölçümü ve 4.5 milyona yaklaşan nüfusuyla petrol rezervleri bakımından dünyada beşinci konumda bulunuyor. Nüfusunun çoğunluğu kıyı bölgesi boyunca bulunuyor. Ülke nüfusunun üçte birini Kuveytliler, geri kalanını ise Hintli, Pakistanlı, Nepalli, Filipinli, Mısırlı, Suriyeli gibi diğer Arap ülkeleri ve Asya ülkelerinden gelenler oluşturuyor. Kuveyt vatandaşları büyük ölçüde kamu ve hükümet sektörlerinde, göçmenler ise hizmet sektöründe çalışıyor.
Petrol ve doğal gaz haricinde dikkate alınmaya değer başka doğal kaynaklara ve madencilik faaliyetlerine sahip olmayan ülkede yeraltı su kaynakları bulunmadığı için tuzu arındırılmış deniz suyu kullanılıyor. Boubiyan Adasında yer alan bataklık alanlar dışında topraklarının tamamına yakını düz ve çöl alanlardan oluşan ülke, gayrı safi yurt içi hasılaya göre dünyanın en zengin yedinci ülkesi. Ona bu zenginliği sağlayan kaynak olan petrol, ülke ihracatının yüzde 95’ini, ülke gelirlerinin ise yüzde 80’ini oluşturuyor.

Kuveyt Devleti’nin temelleri, 17. yüzyılda Arap Yarımadası’nın iç kısımlarından bölgeye göç etmeye başlayan aşiretler tarafından atıldı. 18. yüzyılda bölgeye yerleşen Beni Utub kabilesine mensup El Sabah ailesi tarafından 1756’da Kuveyt Emirliği kuruldu.

I. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetine giren Kuveyt, El Sabah ailesinin yönetiminde bir ticaret merkezi konumuna yükseldi. 1899’da Britanya İmparatorluğu ile imzalanan anlaşma uyarınca, İngilizlerin güvencesi ve denetimi altında Osmanlı’dan yarı bağımsızlık kazandı. Bu anlaşma ile Kuveyt fiilen İngiliz mandası haline geldi. 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasının ardından Kuveyt, Britanya İmparatorluğunun topraklarının himayesine girdiğini ilan etti.

1930’ların sonlarına doğru ülkedeki zengin petrol yatakları keşfedilmeye başlandı. Bölgede petrolün keşfedilmesiyle hızla zenginleşen Kuveyt, 1953’te Körfez Bölgesi’nin en büyük petrol ihracatçısı haline geldi. 19 Haziran 1961’de Körfez ülkeleri arasında Britanya’dan bağımsızlığına kavuşan ilk devlet oldu. Bağımsızlığın ardından petrol üretimini daha da artıran Kuveyt, 2 Ağustos 1990’da sınır komşusu Irak’ın işgaline uğradı.

ABD’nin öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Ocak 1991’de başlayan ve birkaç hafta süren ‘Çöl Fırtınası Operasyonu’ neticesinde Kuveyt’teki Irak işgali sona erdi. 23 Şubat 1991’de ülkenin yeniden bağımsızlığı ilan edildi. Kuveyt’in Irak işgalinin ardından karşılaştığı en büyük sorun, bombardıman esnasında zarar gören petrol tesislerinin yeniden tam kapasite işler hale getirilmesiydi. Tesislerin tadilatı için toplam 5 milyar dolar tutarında harcama yapıldı. Irak güçleri Kuveyt’ten çekilirken, yaklaşık 750 petrol kuyusunu yakarak büyük bir çevre felaketine sebep olurken, ülke ekonomisine de darbe indirmiş oldu. Savaşın ardından harap olan ülkede yeniden yapılanmaya gidildi.

Günlük petrol üretimi 2,8 milyon varil

Bir anayasa ve parlamento kurmuş ilk Körfez ülkesi olan, anayasal monarşi yönetim biçimine sahip Kuveyt, sadece Şeyh Mübarek Al Sabah’ın soyundan gelenlerin başa geçebileceği bir emirlik olarak tanımlanıyor. İktidar müteveffa Şeyh Ahmad Al-Jaber’in iki oğlunun aileleri arasında paylaşılıyor.

Ekonomisi petrole dayanan ülkede, GSYİH’nın yaklaşık yüzde 50’sini petrol ve petrole dayalı sektörler oluşturuyor. GSYİH’nın yaklaşık yüzde 4,8’ine tekabül eden imalat sanayinin önemli bir kısmı yine petrole dayalı rafineri ve petro kimya endüstrisinden oluşuyor. 2015 yılında petrol gaz ve türevlerinin ihracatından elde edilen gelirin toplam ihracat içerisindeki payı yüzde 95’e yaklaşıyor.

1 Temmuz 2018’den itibaren petrol üretimini günlük 2,785 milyon varile çıkaran Kuveyt, bu vesileyle günlük 85 bin varil (bpd) ilave petrol üretimi gerçekleştiriyor. Günlük mevcut petrol üretimini 2040 yılına kadar kademeli olarak arttırarak 4,75 milyon varile çıkarmayı planlayan Kuveyt, 2035 yılına kadar bölgede iş, ulaşım ve kültür merkezi haline gelmeyi hedefliyor.

Önceki yıllarda petrol fiyatlarında yaşanan artışlar Kuveyt ekonomisini olumlu etkiledi ve pek çok büyük proje uygulamaya konuldu. Önemli ölçüde sağlanan likidite, ülkenin yeniden inşa ve yapılanma dönemine girmesine imkan verdi. Bu durum istihdamın en yüksek rakamlarına ulaşmasına ve zaten yüksek olan tüketim harcamalarının artmasına da yol açtı. Özel sektör hem tüketim harcamalarındaki artıştan hem de kamu alım ve ihalelerindeki artıştan büyük ölçüde fayda gördü.

Son 4 yıldır bütçe açığı veriyor

Ancak 2015 ve 2016 yıllarında petrol fiyatlarında meydana gelen düşüşler, Kuveyt bütçesinde son 15 yılda ilk defa bütçe açığı oluşmasına neden oldu. Son 4 yıldır bütçe açığı veren ülkede 31 Mart 2018 tarihinde sona eren mali yılda bütçe açığı önemli ölçüde (%18,1) düşürüldü. Petrol dışı gelirlerdeki yüzde 21,7’lik artış da dikkat çekti. Kuveyt Maliye Bakanlığı, Kuveyt Devleti’nin 31 Mart 2018’de sona eren mali yılda toplam geliri 16 milyar Kuveyt Dinarı, toplam gideri ise 19,2 milyar Kuveyt Dinarı olarak açıkladı. Mali yıl toplam gelirinin yüzde 10’u devletin Gelecek Nesiller Fonu’na aktarıldıktan sonra bütçe açığı toplam 4,8 milyar Kuveyt Dinarı olarak gerçekleşti.

Petrol dışı gelirlerin payının artırılması amaçlanıyor

Milli gelir kaynaklarını çeşitlendirmenin öneminin farkında olan Kuveyt, petrole bağımlılığını azaltmak ve istihdamı artırmak amacıyla “Kuwait 2035 Vision” adı altında bir eylem planı hazırladı. Plan Kuveyt’in bölgesel rolünü artırmayı ve ülkeyi bir ticaret ve finans merkezine dönüştürerek yatırımcıları ve özel sektörün ilgisini artırmayı hedefliyor. Ekonominin daha rekabetçi hale getirilmesinin amaçlandığı bu planın diğer ayaklarını insani gelişme ve demokratik sistemin güçlendirilmesi oluşturuyor.

Öte yandan ülkede petrol dışı ekonominin payı artırılmaya çalışılıyor. Petrol dışı ekonomi 2016 yılında yüzde 2 büyürken, 2017’de yüzde 2,5 büyümüş, 2018’de ise yüzde 3,5 oranında büyümesi bekleniyor.

Kuveyt ekonomiye yön vermesi için beşer yıllık dönemleri kapsayan planlar açıklıyor. En sonuncusu açıklanan 5 yıllık plan 2015/16-2019/20 dönemini kapsıyor ve bu plan çerçevesinde toplam 34,15 milyar KD (115 milyar dolar) tutarındaki projelerin gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Bu projeler arasında metro inşası, demiryolu sisteminin kurulması, çeşitli petrol projeleri ile daha önce de gündemde olan yeni rafineri projesi var. Öte yandan plan ile özel sektörde çalışan Kuveytli sayısının 92 binden 137 bine çıkarılması ve özel sektörün ekonomi içindeki payının yüzde 26.4’ten 41,9’a yükseltilmesi öngörülüyor.

Petroldeki dalgalanma ekonomik performansı etkiliyor

EIU verilerine göre Kuveyt ekonomisi 2015 yılında yüzde 0,6 ; 2016 yılında da yüzde 3,5 büyüme gösterdi. Ülke GSYİH’sı 110,8 milyar dolar, kişi başı gelir satın alma gücüne göre 71,878 dolardır. 2017 yılı için GSYİH’da yüzde 1,2’lik küçülme, 2018 yılında ise 1,3 oranında büyüme bekleniyor.

Tahminlere göre 2018 yılında GSYİH 125,9 milyar dolar, kişi başı gelir satın alma gücü ise 71,929 dolar olacak.

Ülkenin ekonomik performansı genel olarak petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanma ile paralellik gösteriyor. Son yıllarda petrol gelirlerindeki azalma ve siyasi gerilimler nedeniyle kamu harcamaları sınırlandırıldı. Ancak ülke ekonomisinin sahip olduğu güç sayesinde önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarında görülebilecek düşüşlerin ekonomiye olumsuz etkilerinin düşük olması bekleniyor. 2018 yılından itibaren ülkede yatırımların artması, altyapı projeleri öncelikli olmak üzere inşaat sektörü projelerinin artması ve bu nedenle ülkenin ortalama büyüme hızının da yükselmesi bekleniyor.

İhracat düşüyor, ithalat artıyor

Kuveyt’in ihracatı, 2015 yılında düşen petrol fiyatlarının etkisi ile 101 milyar dolardan 55 milyar dolara, 2016 yılında ise 46,2 milyar dolara gerilerken, 2017 yılında artarak 54,8 milyar dolara yükseldi. İthalat ise son yıllarda 30-31 milyar dolar civarında seyretti ve 2017 yılında 33,6 milyar dolarla maksimum düzeyine ulaştı.

İhracattaki azalış nedeniyle Kuveyt’in dış ticaret fazlası 2016 yılında 15,4 milyar dolarla minimum düzeye geriledi. Ancak 2017 yılında 21,2 milyar dolara yükseldi. İhracattaki azalışa rağmen ithalatın genel olarak yükselme göstermesi büyük ölçüde ülkenin satın alma gücünü koruyabilmesinden kaynaklandı.

Kuveyt’in ihracatının yaklaşık yüzde 95’i petrole dayanıyor. Petrol gazları, asiklik alkoller, siklik hidrokarbonlar ve binek otomobiller diğer önemli ihraç ürünleri arasında yer alıyor. Kuveyt petrol dışındaki ürünlerin tamamına yakınını ise ithalat yoluyla karşılıyor. İthalatında ilk sıralarda binek otomobilleri, telefon cihazları, tıbbi ilaçlar, mücevher eşyaları, demir çelikten inşaat ve inşaat aksamı gibi ürünler bulunuyor.

Kuveyt’in ihracatının ülkeler itibariyle dağılımında ihracatın önemli bir kısmı, hangi ülkeye yöneldiği açıklanmamakta. Açıklanmayan ülkelerin haricinde ihracat yaptığı ülkeler arasında Hindistan, Suudi Arabistan ve BAE yer alıyor. Kuveyt’in ithalatında da Çin, ABD, BAE, Almanya, Suudi Arabistan ve Hindistan başı çekiyor. Türkiye, Kuveyt’in ithalatında 12. sırada bulunuyor.

Türkiye, Kuveyt’in öncelikli yatırım hedefleri arasında

1961 yılında bağımsızlığını kazanan Kuveyt ile 54 yıldır diplomatik ilişkilerini sürdüren Türkiye arasında kültürel ve siyasi ilişkiler her yıl artarak devam ediyor. İkili ilişkiler, son yıllarda gerçekleşen üst düzey ziyaretler ve bu ziyaretler sırasında imzalanan çok sayıda anlaşmayla ivme kazandı. Bu çerçevede, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Cabir El Sabah’ın 20-22 Mart 2017 tarihlerinde ülkemize, T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ise 8-9 Mayıs, 23-24 Temmuz ve 14 Kasım 2017 tarihlerinde Kuveyt’e gerçekleştirdiği ziyaretlerle ikili ilişkiler daha da güçlendi.

Kuveyt ve Türkiye arasındaki siyasi ilişkiler, ekonomik ilişkilere olumlu yansıyor. Ülke, 2005’ten bu yana Türkiye’yi, Çin başta olmak üzere, Mısır, Vietnam ve Fas’ın da aralarında bulunduğu 7 ülkeyle birlikte öncelikli yatırım hedefleri arasında belirledi. Kuveyt bu çerçevede, Türkiye’de birçok özelleştirme ve yatırım projesini yakından takip ederken, Kuveyt kaynaklı doğrudan yabancı sermaye girişinde önemli artış gözlemleniyor.

Bugün Türkiye’de 271 Kuveytli şirket var ve bunlar özellikle gayrimenkul, ticaret ve finans sektöründe faaliyet gösteriyor. Kuveyt’te ise Türk sermayeli 7 firma faaliyet gösteriyor. Türk firmalarının bugüne kadar Kuveyt’te üstlendikleri 30 projenin toplam bedeli yaklaşık 6,5 milyar dolar. Kuveyt’ten Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırım miktarı 2002-2015 döneminde 1,64 milyar, 2016 yılında ise 22 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’ye yatırım yapan Kuveyt firmaları genel olarak, finans, gayrimenkul, ticaret ve endüstri alanlarında faaliyette bulunuyor. Kuveyt firmaları son dönemde Türkiye’de özelleştirme ve şirket satın alımlarına giderek artan şekilde ilgi gösteriyor.

İki ülke arasında ortak savunma iş birliği planı imzalandı

Özellikle son yıllarda iki ülke arasında gerek ortak iş birlikleri gerekse Kuveyt’teki ihalelerde sağlanan başarılar, ekonomik bağı da güçlendiriyor. Son olarak iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirmek amacıyla 2019 yılı için ortak savunma iş birliği planı imzalandı. Kuveyt haber ajansı KUNA’ya göre, Kuveyt ile Türkiye arasında deneyimlerin paylaşılması ve çabaların birleştirilmesi amacıyla ortak askeri koordinasyonun devamı olarak iş birliği anlaşması imzalandı.

Öte yandan Türk müteahhitlerin Kuveyt’teki inşaat ihalelerine sürekli yenileri ekleniyor. Kuveyt’in 5 yıllık kalkınma planı çerçevesinde yaklaşık 150 milyar dolarlık proje stoku bulunduğunu ve 523 mega proje gerçekleştirmeyi planladığını açıklaması, Türk iş dünyasında memnuniyetle karşılandı. Yatırım planı çerçevesinde 2020 yılına kadar altyapı, üstyapı, petrokimya, sağlık ve ulaştırma gibi alanlarda 150 milyar dolarlık yatırım öngören Kuveyt’te, Türk müteahhitlik firmalarının üstleneceği proje sayısının önümüzdeki dönemde artması bekleniyor.

Limak İnşaat’ın 2016 yılında Kuveyt Uluslararası Havalimanı yeni terminal binası inşaatı için açılan ihaleyi 4,3 milyar dolarlık teklifle kazanması ve STFA İnşaat’ın liman ihalesini almasından sonra Türk müteahhitlik firmaları bu ülkeye gelmeye başladı. Türk müteahhitlik firmaları bugüne kadar Kuveyt’te 6.5 milyar dolarlık 30 proje üstlendi.

Bu yıl Kuveyt Public Authority for Housing Welfare’in işveren idaresi olduğu ihalede başarılı bulunan Limak, Güney Abdullah El-Mübarek konut projesinde 3 bin 260 konut ve santralin altyapısını inşa etmek, tamamlamak ve sürdürmek için sözleşmesini imzaladı. Projenin sözleşme bedeli 28,9 milyon Kuveyt Dinarı (96 milyon dolar) buluyor. Ayrıca Türk inşaat firması Cengiz İnşaat, Kuveyt’te Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün işveren olduğu, 450 günde tamamlanması öngörülen 175 milyon dolar değerindeki Kuveyt Uluslararası Havalimanının Destek Terminalinin Tüm Altyapısıyla Birlikte Tasarım ve Yapımı işini başarıyla yürütüyor.

Türkiye’den Kuveyt’e 440 milyon dolarlık ihracat

Ülkemiz ile Kuveyt arasındaki ticari ilişkilerin geçmiş yıllar itibariyle seyrine baktığımızda ticaretin oldukça değişkenlik arz ettiği görülmekte. 2005-2017 yılları arasında ihracatımız 210 milyon dolardan 440 milyon dolara yükselmekle beraber, bu dönemde ihracat rakamında sürekli artış ve azalışlar meydana geldi. Kuveyt’ten ithalatımız da oldukça değişkenlik gösteriyor. Bunun en önemli nedenini, ithalata konu ürünlerin önemli bir kısmının petrole dayalı oluşu ve bu ürünlerin fiyatlarının petrol fiyatları ile doğrudan ilişkisi oluşturuyor.

2017 yılında bir önceki yıla göre Kuveyt’e yapılan ihracatımız yüzde 2 oranında artarak 440 milyon dolara yükseldi. Kuveyt’e ihraç edilen ürünlerin başında halı ve yer kaplamaları, demir çelik ürünleri, konfeksiyon ürünleri, mobilya, binek otomobilleri ve peynir geliyor.

Kuveyt’ten yapılan ithalatımıza baktığımızda 2015 yılında 141 milyon dolar iken 2017 yılında 169,4 milyon dolara yükseldiğini görüyoruz. İthalatın kapsamı açısından, Kuveyt’ten gerçekleşen ithalatın sınırlı sayıda üründen oluştuğu görülüyor. İthalatta asiklik alkoller ve bunların türevleri, hidrokarbonlar ve etilen polimerleri önemli paya sahip.

Bölgedeki siyasi istikrarsızlık ve Kuveyt ile ticarette önem arz eden Suriye ve Irak’taki karışıklıkların devam etmesi, Kuveyt ile ticaretimizin istenilen seviyelere ulaşamamasına neden oluyor. Öte yandan ihracatımızda görülen artış ve azalışın en önemli nedenlerinden birini, petrol fiyatlarındaki artış ve azalış sonrası Kuveyt’teki pek çok projenin yavaşlama veya hızlanma göstermesi oluşturuyor.

Başlıca ticaret ortakları: ABD, Çin, Suudi Arabistan, G. Kore, Hindistan, Japonya
Başlıca ihracat kalemleri: Mineral yakıtlar ve yağlar, organik kimyasallar, plastik ve mamulleri
Başlıca ithalat kalemleri: Binek araçları, motorlu taşıtlar, makine, elektrikli ve elektronik ekipmanlar

Başlıca ihraç ürünlerimiz: Demir-çelik, motorlu kara taşıtları ve aksesuarları, makine ve kazanlar, giyim eşyası ve aksesuarları
Başlıca ithal ürünlerimiz: Organik kimyasallar, plastik ve mamulleri, kişisel kullanım eşyası, madeni yakıt ve yağlar

İpek Şehir Projesi için 132 milyar dolarlık bütçe ayrıldı

Kuveyt’in kuzeydoğusunda yer alan Subiyah bölgesinde 25 kilometrekarelik bir alanda İpek Şehir (Madinat Al Hareer) adıyla yerleşim, ekonomi, eğlence, ticaret, eğitim, sağlık ve kültür merkezi olacak çok maksatlı bir şehir kurulması çalışmaları sürüyor. Toplam 25 yılda tamamlanması öngörülen proje için 132 milyar dolar bütçe ayrılmış durumda. İpek Şehir Projesi kapsamında inşası devam eden ve dünyanın en uzun köprülerinden olacak 37,5 kilometrelik Sheikh Jaber Al Ahmad Köprüsü, Doha ile Kuveyt ve Subbiyah bölgesi arasında ulaşımı sağlayacak.

Ticareti Etkileyen Kültürel Faktörler

İş görüşmelerine hızlı bir şekilde geçilmemelidir. İş görüşmelerinden önce kişisel konularda sohbet edilmeli, belirli bir zaman geçtikten sonra iş konuşulmaya başlanmalıdır. Araplar sert eleştirilere açık değillerdir. Bir eleştiri yapılacağı zaman dolaylı yollar kullanılması uygun olacaktır.

*Pasaportlarında İsrail vizesi ya da İsrail’e giriş damgası bulunan şahıslara Kuveyt’e giriş vizesi verilmemekte ya da ülkeye girişlerine müsaade edilmemektedir.

*Toplantılar belirlenenden daha geç başlayabilmektedir. Dakiklik konusuna fazla önem verilmez. Ancak, sizin toplantılara zamanında gitmeniz uygun olacaktır. Tüm sözlü anlaşmaların aynı zamanda sözleşmeye dökülmesinde fayda vardır.

*Aile hayatına çok fazla önem verilmekte aile problemleri nedeniyle iş görüşmeleri yarıda kesilebilmekte ya da iptal edilebilmektedir. İş yapabilmek batıya göre biraz daha zor ve yavaş gerçekleşmekte olup, iş görüşmeleri sırasında sabırlı olmak gerekmektedir.

Sektörün ihracatı geçen yıl düştü

Ülkenin imalat sanayi içinde en çok petrole dayalı olan petro-kimya ve petrol arıtma sektörleri önem taşıyor. Ancak son yıllarda ülkede bu sektörlerin dışında imalat ayağında da büyümeye yönelik çalışmalar yapılıyor.

Petrol dışı sanayi, gıda işleme ve inşaat malzemeleri gibi alanlarda yoğunlaşıyor. Ayrıca orman ürünleri, mobilya, metal ürünleri ve makineler de önemli yer tutuyor. 1999’dan bu yana en fazla şirketin kurulduğu sektörler arasında ağaç ürünleri de yer alıyor. Türkiye ağaç işleme makineleri sektörünün Kuveyt ile yıllar itibariyle yaptığı ticarete baktığımızda geçen yıl ciddi bir düşüşün yaşandığı dikkat çekiyor. 2015 yılında 414 bin dolarlık Kuveyt’e ihracat gerçekleştiren Türkiye ağaç işleme makineleri sektörü, 2016 yılında bu rakamı 1 milyon 879 bin dolara çıkarmıştı. Ancak 2017 yılında yaşanan düşüşle birlikte ihracat, 778 bin dolara kadar geriledi. Geçen yılki ihracat kalemleri içinde en çok artış ise 197 bin dolar ile bükme veya birleştirme makineleri, 29 bin dolar ile delik açma veya zıvanalama makineleri ve 123 bin dolar ile testere makinelerinde görüldü. Kuveyt’in toplam ağaç işleme makineleri ithalatında da geçen yıl önemli bir düşüş yaşandı. 2016 yılında 7 milyon 108 bin dolarlık makine ithalatı gerçekleştiren Kuveyt, 2017 yılında ise sadece 4 milyon 616 bin dolarlık ağaç işleme makinesi ithal etti.