Akdeniz’in incisi, Türkiye’nin tatil ve kültür başkenti Antalya, her ülkeden, her yaştan insanın tercihine göre gönlünce tatil yapabildiği, ayrıca narenciye üretimi ve ahşap konusunda sayılı şehirlerimizden…

Türkiye’de tatil deyince ilk akla gelen şehir olan Antalya, ülkenin en fazla yabancı turist alan bölgesi. Dünyanın sayılı turizm bölgelerinden olan şehir hem deniz, hem doğa, hem de kültür turizmi açısından oldukça zengin. 

Tarihi Kaleiçi, turistik çarşıları, mağaraları, müzeleri, doğal güzellikleri ve koyları ile kısa bir tatilde tamamını keşfetmenin imkânsız olabileceği bir yer olan Antalya’ya gitmeden önce, bir gezi planı yapmak gerekiyor.

Antalya denince ilk akla gelen deniz tatili kuşkusuz. Bu konuda çok sayıda seçenek mevcut. İlk akla gelen yerler ise Manavgat, Side, Belek, Kemer, Alanya, Olympos, Adrasan.

Antalya’nın en çok tercih edilen plajlarından biri olan Konyaaltı Plajı, kilometrelerce uzunluğa sahip ve masmavi denizi, kumsalı ve renkli ortamıyla hem yerli, hem de yabancı turistlerin uğrak yerlerinden biri.

Antalya’ya geldiyseniz yüzmek için sabırsızlanıyorsanız, tekne turuna mutlaka çıkmalısınız. Bölgedeki olağanüstü koyları, mavi bayraklı plajları ziyaret etmek için Antalya merkezden ya da ilçelerinden kalkan tekne turlarını kullanabilirsiniz. Gün boyu süren tekne gezisinde, yüzmenin yanı sıra bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın.

Akdeniz’in adeta ikinci bir evrene götüren sualtını keşfetmek istiyorsanız, en doğru adres Antalya. Bu alanda dünyaca ünlü olan ve her yıl çok sayıda dalış meraklısına ev sahipliği yapan Kaş, derinliklere yolculuk yapmak için sizi bekliyor.

Portakal çiçeklerinin kokusuyla dolu Kaleiçi

Denizden çıktıktan sonra, Antalya’yı keşfetmek oldukça keyifli olacak. İlk akla gelen yer Kaleiçi. Kaleiçi’ni gezmeden, sokaklarında dolaşmadan Antalya’dan dönmeyin. Antalya’nın en çok turist çeken yeri olan Kaleiçi renkli çarşısı, cumbalı evleri, restoranları, hediyelik eşya dükkanları ve eşsiz manzarası ile ziyaret edilmeyi hak ediyor. Portakal çiçekleri arasında dolaşacağınız mekan, aynı zamanda Osmanlı, Roma, Bizans ve Selçuklu gibi pek çok kültürü ağırlamış. Hadrian Kapısı’ndan giriş yaparsanız, sokakların tadını çıkara çıkara Hıdırlık Kalesi’ne ulaşabilirsiniz. Kaleiçi’nde Saat Kulesi, Yivli Minare, Suna ve İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi ve Atatürk evini görmeniz mümkün. 

Kaleiçi’nde dolaşırken minaresiyle dikkat çeken bir cami görürseniz, o caminin adı kesik Minare Camii. Caminin geçmişi antik döneme uzanıyor. Önce tapınak, sonra kilise olan yapı, Selçuklu döneminde camiye çevrilmiş, Selçuklu hakimiyeti sona erince yeniden kiliseye dönüştürülmüş. Son olarak II. Beyazıt’ın oğlu tarafından camiye çevrilmiş ve günümüze cami olarak ulaşmış. 1800’lü yılların ortasında minaresinin ahşap bölümü yanıyor ve bugünkü görüntüsünü alıyor. Şu anda kapalı olan Kesik Minare Camii, turistlerin ilgisini çeken yapılardan.

Antalya’da günümüze dek en iyi şekilde muhafaza edilmiş yapılardan biri Hadiran Kapısı. Roma İmparatoru Hadrian adına inşa edilen eser, Kaleiçi’nde görülmesi gereken yerlerden.  Eğer gezinize Hadrian Kapısı’ndan başlamış ve Hıdırlık Kulesi’ne kadar gelmişseniz, dağların ve denizin bitiştiği, manzarasıyla ruhunuzu bile gezmeye çıkaracak Karaalioğlu Parkı’na ulaşabilirsiniz. Gün batımını burada izlemek unutulmaz bir deneyim olabilir. 

Kaleiçi’ni tamamladıysanız, ertesi gün Antalya Müzesi’ni gezmelisiniz. Dünya standartlarında bir müze olan Antalya Müzesi, antik kentler ve bazı kazılardan çıkarılmış pek çok değişik eseri görebileceğiniz, kültürel açıdan zengin bir müze.

Müzenin ardından Antalya Kültür Sanat’a uğramalısınız. 2015’te açılan kültür sanat, sergi ve etkinlik alanı olan mekan bugüne  kadar Picasso, Andy Warhol, Ara Güler gibi dünyaca ünlü sanatçıları da sergi programına dahil etmiş. Gitmeden önce güncel sergileri kontrol edebilirsiniz.

Atatürk’ün talimatıyla bugün bile canlı: Aspendos

Antalya’nın görülmesi gereken yerlerinden biri de Düden Şelalesi. Antalya’da bu isimle iki şelale bulunuyor. Herkesçe bilinen Düden şelalesi, Antalya’nın merkezine 10 kilometre mesafede ve Yukarı Düden Şelalesi olarak anılıyor. Bir de Düden’in başka bir kolu olarak kabul edilen Aşağı Düden şelalesi var. Düden Kıyı Şelalesi de denen şelale, Lara’da bulunuyor. 

Aspendos, Antalya’da kültür turizmi denince ilk akla gelen yerlerden. Anadolu antik tiyatroları içinde, günümüze kadar en iyi korunmuş yer olan Aspendos Antik Tiyatrosu, heybetli görüntüsüyle gezi rotanıza mutlaka eklemeniz gereken mekanlardan. Aspendos’ta tiyatronun yanı sıra çarşı, kilise, su kemerleri ve anıtsal çeşme gibi kalıntıları görebilirsiniz.

Tiyatronun girişinde, 1930 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği “Bu tiyatroyu restore ediniz. Kapısına kilit vurmayınız, burada temsiller veriniz, güreşler düzenleyiniz” sözü bulunuyor. Aynı yıl kendisi bu konuda talimatlar vermiş ve bugün de Aspendos’ta konserler ve çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Aspendos’a gitmişken yakınlardaki Side Antik Kenti’ni de ziyaret etmenizi öneririz.

Antalya’nın merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Termessos Antik Kenti, huzur veren ortamı ve bakir doğasıyla etkileyici bir gezi mekanı. Çok sayıda bitki ve hayvan türünü burada görmek mümkün.

ATV, rafting, yamaç paraşütü

Tatiline heyecan katmak isteyenler, Manavgat Köprüçay’da raftinge çıkmalı. Sıradışı bir tecrübe ve doğanın içinde her zaman hatırlayacağınız bir anı için rafting doğru bir seçenek. Antalya’da gerçekleştirebileceğiniz aktivitelerin listesi oldukça uzun. Bunların başında Beydağları eteklerindeki Göynük ve Beldibi arasında yer alan 15 kilometrelik ATV macerası geliyor.Ayrıca su sporları, fotoğraf turu, yürüyüş, bisiklet gezisi, yamaç paraşütü, alışveriş ve köy turları yine burada yapılacak birçok farklı etkinlikten birkaç tanesi.

Antalyalının tarihi uğraşı: Ahşap

Ormanlık bir yapıya sahip Antalya’da, ağaç işçiliği de gelişmiş ve yaygınlaşmış bir iş kolu. Ağaç işçiliği, kentte tarih boyunca vazgeçilmemiş değerli bir zanaat. Ağacı pek çok farklı şekilde işleyen Antalyalılar, kültürel mirasa da katkı sunmaya devam ediyor. Ahşap tekne ve gemiler, geçmişte halkın günlük hayatında önemli bir yer tutuyormuş. Kara ulaşımının yaygın olmadığı dönemlerde, deniz taşıtları halk tarafından seyahat, ticaret, balıkçılık, ulaşım, eğlence gibi amaçlarla yaygın bir şekilde kullanılmış. Bugün de özellikle sahil kesiminde, deniz ve deniz taşıtlarıyla kurulan iç içe yaşam, bütün canlılığıyla sürdürülüyor. Geleneksel bir sanat olan tekne yapımcılığı Manavgat, Demre, Kaş gibi yörelerde halen devam ettiriliyor. Bugün Antalya sahillerinde inşa edilen ahşap tekneler, kullanım alanına göre balıkçı ve gezinti tekneleri olmak üzere iki gruba ana ayrılıyor.

Ahşap kaşık, bardak, sandık ve çalgılar

Ahşap gemilerin yanı sıra kaşıkçılık da Antalya’nın önemli zanaatlarından. Kaşıkçılar maden, kemik, ağaç gibi hammaddelerden çeşitli alet ve tekniklerle kaşık yapıyor. Ağaca ve ağaç işçiliğine dayalı bir sanat olan kaşıkçılık, yerel üretim olarak karşımıza çıkıyor. Akseki ilçesindeki Bademli köyü ve Demre ilçesindeki Davazlar köyü, kaşıkçılığın yaşatıldığı en önemli merkezler.Kaşık yapımında en çok tercih edilen ağaç türü şimşir ve sandal ağacı olmakla birlikte, karaağaç, meşe, ardıç, çam gibi ağaç türleri de kullanılıyor.  

Ahşap malzemelerden üretilen bir diğer ürün ise fığla bardağı. Suyu taşımak ve muhafaza etmek için kullanılan bir kap olan fığla bardağı, çam ağacından yapılıyor. Özellikle harman yerlerinde, bağ ve bahçe işlerinde suyu soğuk ve sağlıklı bir şekilde sakladığı için geçmişte yaygın kullanılan fığla bardağı, Korkuteli ilçesinin Çomaklı (Fığla) mahallesinde üretiliyor.

Çeyiz sandığı yapımı, Antalya’da ağaçtan üretilen ve yine tarihi bir zanaat. Alanya’da yaygın olan çeyiz sandığı üretiminde dayanıklılığı nedeniyle ceviz ağacı tercih ediliyor. Antalya’da ahşaptan üretilen birçok çalgı da bulunuyor. Antalya yöresinde kullanılan çalgılarda Yörük kültürüne dair karakteristik özellikler ön planda. Yörüklerin hareket halinde olmaları, kullandıkları çalgıların küçük ve hafif olmasına neden olmuş. Antalya’da telli, vurmalı, nefesli, yaylı ve çarpma gibi 5 başlık altında toplanıyor. Zanaatın yanı sıra, sanayi üretiminde de ağacın yeri büyük. Antalya Sanayi Sitesi’nde ağaç işleri alanında 18 firma faaliyet gösteriyor.

Antalya’dan ne alınır?

Tatil bitiyor, dönmeden önce hediye almanız gerekiyorsa, ilk tercih el dokuması Yörük halıları olmalı. İkinci sırada ise kesinlikle reçeller, özellikle turunç, bergamut ve portakal geliyor. Bunların dışında magnetler, takılar, keten elbiseler, Antalya baskılı bez çantalar ve kartpostallar hediye etmek için düşüneceğiniz ürünlerden bazıları. 

Nerede kalınır?

Antalya’da konaklama için yüzlerce tesis bulunuyor. Lüks otelleri tercih edebileceğiniz gibi denize yakın ve butik mekanlarda da kalabilirsiniz. Kaleiçi, Lara, Konyaaltı, Kemer, Kaş, Alanya ve Belek, Antalya’da konaklamak için en ünlü bölgeler. Eğer denize yakın bir otelde kalmayı düşünüyorsanız Konyaaltı, Lara, Belek ve Kemer otellerini tercih edebilirsiniz. Butik otel istiyorsanız merkezde, Kaleiçi’deki otellere bakabilirsiniz.

Antalya’da ne yenir?

Gezdiniz, eğlendiniz ve acıktınız… O halde Akdeniz’in zengin mutfağı sizi bekliyor. Taze balık çeşitleri başta olmak üzere sebze yemekleri, salatalar ve birçok yöresel yemeği hem zevkiniz, hem de bütçenize göre bulabileceğiniz birçok restoran burada.

Saç kavurması, hibeş, tandır kebabı, taratorlu piyaz, humus, şakşuka, gözleme çeşitleri, kabak cintmesi, palize ve tahinli piyaz, Antalya’ya gitmişken tatmadan dönmemeniz gereken yöresel lezzetlerden. Narenciyenin başkenti de denebilecek kentte reçelleri de muhakkak denemelisiniz.